Examples of using "Trzęsienie" in a sentence and their turkish translations:
- Deprem her şeyi tahrip etti.
- Deprem her şeyi mahvetti.
- Deprem her şeyi kırıp döktü.
- Deprem her şeyi mahvetti.
Dün bir deprem oldu.
- Sadece iki kişi depremi atlattı.
- Depremden yalnızca iki kişi sağ kurtuldu.
- Haiti'de büyük bir deprem vardı.
- Haiti'de büyük bir deprem oldu.
Binadaki herkes depremi hissetti.
Yakın zamanda bir deprem olacak mı?
Hokkaido'daki deprem büyük hasara sebep oldu.
Hiçbir şey deprem kadar korkunç değildir.
Geçen sonbahar Meksika'da büyük bir deprem oldu.
5 büyüklüğünde bir deprem Tokyo'yu salladı.