Examples of using "Nadal" in a sentence and their turkish translations:
Şarkı söylemeye devam et.
Hâlâ hayatta mısın?
Elim yerinde duruyor.
Biz hâlâ bir takımız.
Hâla burada çalışıyor musun?
Hâlâ miden bulanıyor mu?
Hâlâ çalışıyor.
Hâlâ Tom'u arıyorum.
Hâlâ kızgın mısın?
Onu hâlâ yapıyorum.
Hala gülümsüyorsun.
Sen hâlâ reşit değilsin.
Hâlâ yalnızım.
O, kitap okumayı sürdürdü.
tehlikeli tehditler olmaya devam ediyorlar.
- Hâlâ sesini duyabiliyorum.
- Ben hâlâ senin sesini duyabiliyorum.
O hâlâ gelmek istiyor.
Hâlâ çok erken.
O onu hâlâ seviyor.
Hala Tom için mi çalışıyorsun?
Hala hiçbir şeyim yok.
Kapı hâlâ açık.
Ben hâlâ Boston'da yaşıyorum.
Tom hâlâ beni korkutur.
Buralarda hâlâ patron benim.
Hâlâ onun üzerinde çalışıyorum.
Tom hâlâ genç.
Zemin hâlâ ıslak.
Battaniye hâlâ ıslak.
Sence hâlâ blöf mü yapıyorum?
Bunu hâlâ anlamıyorum.
Hâlâ onun hayalini kuruyorum.
Biz hâlâ onu yapmayı planlıyoruz.
Hâlâ biraz yardıma ihtiyacım var.
Herkes hâlâ orada.
Hâlâ senden hoşlanmıyorum.
Fransızca konuşamıyorum.
Hâlâ Tom'un şemsiyesi bende.
Biz hâlâ Boston'dayız.
Çünkü o hiçbir şeydi
''Beni sevmeye devam edecek mi?''
Kalp hastalıkları yine de ilerledi.
ama henüz keşfedilmemiş bir alan.
Ama beslenmeye devam edebilirler.
Onlar onun hâlâ hayatta olduğunu söylüyorlar.
Almanya'da hala kurtlar var mı?
Beni hâlâ sevdiğini biliyorum.
Tom hala anne babasıyla yaşıyor.
Hâlâ yatakta olmalısın.
Ne söyleyeceğimi hâlâ bilmiyorum.
Ya Tom hala hayattaysa?
- Tom'u hâlâ bulamıyorum.
- Tom'la hâlâ bağlantı kuramıyorum.
- Her şey hâlâ aynı.
- Hala değişen hiçbir şey yok.
Benim yardımıma hâlâ ihtiyacın var mı?
Hala çok geç değil.
Çad gölü küçülmeye devam ediyor.
Tom hâlâ işini seviyor.
Tom hâlâ burada mı?
Tom hâlâ gerçekten bunu anlamıyor.
Tom hâlâ anlatılmak isteneni anlamıyor.
Telefon numarama hâlâ sahip misin?
Tom hâlâ Mary'yi arıyor mu?
Hâlâ biraz zamanımız var.
Hâlâ yapılacak çok iş var.
Migrenin nedeni hala bilinmemektedir.
Hâlâ bunun bir hata olduğunu düşünüyorum.
Tom neden hâlâ onu yapıyor?
Tom hâlâ çayına şeker koyuyor mu?
Merak etmeyin hâlâ faaliyet gösteriyoruz.
Yine de katliam devam ediyor.
Hayvanın hırladığını görebiliyordum, o hırlama hâlâ kulaklarımda.
Ama hâlâ annesine bağımlı.
O yöndeki enkazın izinden mi gideceğiz?
Amcan hâlâ yurt dışında mı?
Söylediklerim hakkında hala şüphe içinde misin?
Nerede yaşadığını bana hala söylemedin.
Hâlâ Boston'da birkaç arkadaşım var.
Onun hakkında hâlâ kötü hissediyorum.
Hâlâ ev ödevimi yaptırmam.
Ona hâlâ sahip olup olmadığımı bilmiyorum.
Onu niçin yaptığını hâlâ bilmiyorum.
Tom aynada kendine bakmaya devam etti.
Tom hala hastanede mi?
Hâlâ bunun en iyi seçenek olduğunu düşünüyorum.
Ne? Hala bir arabanın nasıl kullanıldığını bilmiyor musun?
Sanırım hâlâ bira içmekten hoşlanıyorsun.
Hâlâ Boston'da yaşadığını sanıyordum.
Sanırım hâlâ golf oynuyorsun.
Tom ve Mary hala televizyon izliyorlar.
Ne yapacağımı hâlâ bana söylemedin?
Hala Tom'un bize yardımcı olacağını düşünüyorum.
Biz hala migrene neyin sebep olduğunu bilmiyoruz.
Hâlâ Boston'da olduğunu düşünüyordum.
Ben hâlâ ona inanmakta sorun yaşıyorum.
Amerikan Kalp Derneği hâlâ duygusal stresi
Medeniyeti bulmak için hâlâ yardımınız gerekiyor.