Examples of using "Taki" in a sentence and their turkish translations:
Bir tanesine sahip misin?
O plandı.
Çok yapmacıksın!
Çok romantiksin.
Çok güçlüsün.
Çok aptalsın.
Çok zekisin.
Ben çok mutluyum.
Çok şişmanım.
Nasıl da sıkı çalışıyor bu tembel hayvan, nasıl sıkı.
Nesneleri düzenlerken
Buradan çıkarılacak büyük ders şu,
Kendisi, daha az korkutucu bir seçenek.
Niçin bu kadar mutlusun?
Öylesine bir şoktu.
- Tıpkı babasına benziyor.
- Elma ağacın dibine düşer.
- Babasının oğlu.
Kaybolmuş hissediyorum.
Ben tamamen aynı sözlüğe sahibim.
Çok sabırsız olma.
Niçin çok yorgunum?
Böylesine güzel bir evin var.
Neden bu kadar gizemlisin?
Bu kadar saf olma.
Güzel bir gün.
- Niçin bu kadar üzgünsün?
- Niye bu kadar üzgünsün?
Tom gösteriş budalasının tekidir.
Bunlardan bir tane nerede alabilirim?
- Çok mütevazı olma.
- O kadar mütevazı olma!
- O kadar hassas olma.
- O kadar alıngan olma.
Bu kadar saf olmayın.
- Çok emin olmayın.
- O kadar emin olma.
Tom çok mutlu.
Genellikle çok iyimsersin.
Ne küçük bir dünya böyle!
Niçin o kadar korkunçsun?
Tom çok yaşlı.
Ben bir tane aldım.
Tom beklediğim değil.
Çok kafa karıştırıcı bir arazi.
Neden bu kadar üzgün olman gerekir?
Karı severim. Çok güzel!
Sadece senin gibi olmak istiyorum.
Tom neden bu kadar öfkeli?
Çok gürültücü olma, lütfen.
Tom hâlâ aynı.
Hiç kimse o kadar aptal değil.
Patronum çok aptal!
Tom'un böyle güzel bir gülümsemesi var.
Asla aynı olmayacağım.
Neden her zaman bu kadar ketumsun?
Bunu doğanın verdiği güzel bir döşek gibi yapacağız.
Ben ise öyle olduğunu düşünmüyorum.
- O böyledir işte.
- O böyledir.
Teniste çok iyi değilim.
Çok zeki olduğunu sanıyorsun, değil mi?
Onun Tom olduğundan çok emindim.
Onun böyle ürkek olduğunu düşünmemiştim.
Ben takımımla çok gurur duyuyorum.
O, benim sahip olduğum bisikletle aynıdır.
insanlar tarafından haksızca göz ardı edilmiş önemli bir problemi arayıp bulun,
Tom o kadar çok dürüst değil.
Bu şekilde yaşayamam.
O çok kötü bir fikir değildi.
Bu onun amacıydı diye düşünüyorum.
Kavurucu Meksika çölleri o kadar ısınır ki...
Ben birini defalarca gördüm.
Tom'un çok saf olduğunu fark etmedim.
Tom bana niye bu kadar iyi davranıyor?
Tom neden bu kadar kızgın görünüyor.
Tom'un niçin çok kızgın olduğunu bilmiyorum.
- Fransızcam cidden o kadar kötü mü?
- Fransızcam gerçekten o kadar kötü mü?
Kurumsal dünyadaki insanların sorunu şu;
Kardeşinin sözlüğünün aynısından bende de var.
Görünüşü de hayat tarzı kadar gariptir.
O zaman çok gençtin.
Ben onu o şekilde yapmaya çalışmadım.
Onun iyi bir fikir olduğundan o kadar emin değilim.
Aslında İngilizcem çok iyi değil.
Odanızı istediğiniz herhangi bir renkte boyayabiliriz.
"Bugün Salı, değil mi?" "Evet." "Neden bu kadar kalabalık?"
Tom kazadan sonra asla aynı değildi.
Tom sınavın bu kadar kolay olacağını ummuyordu.
Bir anlamda, böyle bir siyasi harekete bir devrim denilebilir.
Boston'a gitmek istediğimden çok emin değilim.
Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
Sorun şu ki ne kadar zamandır burada olduğunu
Tren o kadar kalabalıktı ki ben bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.
Duygularınıza zarar vermiş olabilirim, ancak bu benim niyetim değildi.
Mark o kadar dürüsttür ki bunun için herkes onu över.
Karaçalının üzerindeki çiçeği gördünüz mü? Sarı olan kısmı?
Sorun ilk bakışta göründüğü gibi kadar basit değildir.
Ben çok aptalım...Kendi anlamadığım şeyleri sana açıklamaya çalışıyorum.
Sınıf o kadar gürültülüydü ki adımım çağrıldığını duymadım.
Bloğumun çok popüler olacağını bir an bile asla düşünmedim.
Seni o kadar üzen nedir?
Nehirleri takip etmenin en büyük sorunu budur. Her zaman en az direncin olduğu yoldan giderler.
O aslında o kadar büyük bir sorun değil.
O kadar ciddi olma. Bu sadece bir oyun.
Tom çok efendi çocuktur.