Translation of "Kubek" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Kubek" in a sentence and their turkish translations:

Dałbym wszystko za kubek kawy.

Ben bir fincan kahve için can atıyorum.

Tom nalał sobie drugi kubek kawy.

Tom kendine ikinci fincan kahveyi doldurdu.

Ona mnie przyniosła kubek herbaty bez cukru.

O bana bir bardak şekersiz çay getirdi.

Kubek Tomka z kawą jest obok Mary.

Tom'un kahve kupası Mary'ninkinin yanında.

- Oto twój kubek.
- Tu jest twój kufel.

İşte kupan.

Nie dawali nam wody albo dawali kubek dziennie.

Genellikle bize su vermezlerdi veya günde sadece bir fincan verirlerdi.

Tom oddał Mary kubek, żeby go ponownie napełniła.

Tom Mary'nin onu yeniden doldurması için kupasını uzattı.

Tom położył swój kubek z kawą na stoliku.

Tom kahve kupasını piknik masasına koydu.

Tom odłożył swój kubek, a Mary go znowu napełniła.

Tom kupasını uzattı ve Mary onu yeniden doldurdu.

Tom opłukał swój kubek i nalał do niego kawę.

Tom kupasını çalkaladı ve sonra onu kahveyle yeniden doldurdu.

Tom wziął dzbanek z kawą i uzupełnił swój i Mary kubek.

Tom kahve demliğini aldı ve kendisinin ve Mary'nin kupalarını yeniden doldurdu.