Translation of "Kobieta" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Kobieta" in a sentence and their turkish translations:

Kobieta czyta.

Kadın okuyor.

Kobieta przytuliła dziecko.

Kadın bebeğe sarıldı.

Ta kobieta czyta.

Kadın okuyor.

Kobieta je chleb.

Kadın ekmek yiyor.

Kobieta budzi się.

Kadın uyanıyor.

Kobieta: Zacznijmy od imienia.

Kadın: Adını söylemekle başlayabilirsin.

To 23-letnia kobieta,

Bu ambulansla getirilen 23 yaşında

Stara kobieta prowadzi samochód,

Yaşlı bir kadın araba sürüyor,

Ta kobieta jest naga.

Kadın çıplak.

Ta kobieta jest prostytutką.

Bu kadın bir orospu.

Kobieta śpi w sypialni.

Kadın yatak odasında uyuyor.

On wygląda jak kobieta.

O bir kadına benziyor.

Kobieta: Samarytanie, jak mogę pomóc?

Kadın: İyiliksevenler, yardımcı olabilir miyim ?

Kobieta nosiła naszyjnik z pereł.

Kadın bir inci kolye taktı.

Ta piękna kobieta jest miła.

Güzel bir kadın naziktir.

Myślę, że to szczera kobieta.

Sanırım o dürüst bir kadındır.

Ta kobieta mówi po hiszpańsku.

Kadın İspanyolca konuşuyor.

Ta wysoka kobieta jest piękna.

Uzun boylu kadın güzeldir.

Jaka z niej piękna kobieta!

Ne kadar güzel bir kadın!

Kobieta nas odwiedziła, jak spałeś.

Siz uyurken bir kadın bizi ziyaret etti.

Ta kobieta ma dwie torby.

O kadının iki tane çantası var.

Kobieta w białym jest sławną aktorką.

Beyaz giymiş kadın ünlü bir aktris.

Kim jest ta kobieta trzymająca kwiaty?

Çiçekleri tutan o kadın kimdir?

Wczoraj przyszła do mnie młoda kobieta.

- Dün genç bir kadın bana geldi.
- Genç bir kadın dün bana geldi.

Mówiło się, że ta kobieta jest aktorką.

O bayanın bir oyuncu olduğu söylendi.

Kobieta rozpłakała się, gdy usłyszała złe wiadomości.

Kötü haberi duyduğunda kadın ağladı.

Kim jest ta kobieta z czerwonym kapeluszem?

Kırmızı şapkalı olan bayan kim ?

Kim jest ta kobieta w brązowym płaszczu?

Kahverengi ceketli kadın kim?

Zmarło dziesięć osób, w tym jedna kobieta.

Biri kadın olmak üzere on kişi öldü.

A kobieta znajduje się w tej niewygodnej pozycji

Kadın burada rahatsız bir durumda ve

Byli to mężczyzna, kobieta plus dziecko lub dzieci.

Bir adam, kadın, çocuk ya da çocuklar.

Kobieta, której mąż nie żyje, jest nazywana wdową.

Kocası ölmüş bir kadına dul denir.

Moja żona Lidia to piękna i mądra kobieta.

Eşim Lidia güzel, akıllı bir bayandır.

Pewnego razu na małej wyspie żyła sobie stara kobieta.

Bir zamanlar küçük bir adada yaşlı bir kadın yaşıyordu.

Kobieta, która siedzi tam naprzeciwko, to jego obecna żona.

Bizim karşımızda oturan kadın şu an onun karısı.

Jest pewna kobieta, która chciałaby się z tobą zobaczyć.

Seni görmek isteyen bir bayan var.

Czytałem, że prezydentem Brazylii jest kobieta. Ona nazywa się Dilma.

Brezilya devlet başkanının bir kadın olduğunu okudum. Adı ise Dilma.

Najlepsze, co możemy zrobić to to, co stara kobieta w dowcipie.

Bu durumda olabileceğimizin en iyisi o fıkradaki yaşlı kadın...

Słyszałem, że pewna kobieta pchnęła nożem mężczyznę, bo jej zjadł obiad.

Bir kadının öğle yemeğini yediği için bir adamı bıçakladığını duydum.