Examples of using "Dziecko" in a sentence and their turkish translations:
Bebek uyuyor.
Çocuğum! Çocuğum kimde? Çocuğumu kim aldı?
Bebeği var.
Bebeği tutar mısın?
Çocuğunuz nerede?
Gürültü bebeği uyandıracak.
Bebek yürüyebiliyor.
Çocuk incindi.
Çocuk hâlâ uyuyor.
Kadın bebeğe sarıldı.
Sonunda bebek uykuya daldı.
Sağlıklı bir bebek doğurdu.
Bu benim bebeğim.
- Bir bebek gibi uyuyor.
- Bebek gibi uyuyor.
- Mışıl mışıl uyuyor.
Bir yerde bir çocuk ağlıyor.
Bir anne çocuğu öptü.
Bebek ağlamayı kesti.
Bir çocuk bir anneye ihtiyaç duyar.
Bir oğlumuz olacak.
Bebek derhal uykuya daldı.
Ben bebeğimi emziriyorum.
O, bir çocuktan başka bir şey değildir.
Bebek aç.
Bir çocuğum olacak.
Bebeği hâlâ taşımak gerekiyor.
Bebeği temiz bir havluyla kuruladı.
Onlar bebeklerine ne diyorlar?
Bebeğimi yatağa koyuyorum.
- Bebeğimi görmek ister misin?
- Bebeğimi görmek ister misiniz?
Tom sadece bir bebek.
Bebek tüm gece ağladı.
Bebek bir çıngırakla oynuyordu.
Bebeği sırtında taşıyordu.
Onların sadece bir çocuğu vardı.
Onların bir erkek çocuğu vardı.
Bebeğinizin uyuyor mu?
Onlar çocuklarına Thomas adını verdiler.
Bir bebek sahibi olmayı ciddi olarak düşünüyor musunuz?
Bu senin çocuğun mu?
Kendinize ait olmayan bir çocuğu yetiştirmek zordur.
Bebek gelmeye hazırdı.
Bir de küçük bir çocuğumuz vardı.
Herhangi bir çocuk bunu yapabilir.
O çocuk babasına benziyor.
Bebeğini kucağında taşıyordu.
- Eşim bir çocuğu evlat edinmek istiyordu.
- Karım bir çocuk edinmek istiyor.
Bir çocuk, olgun bir insan değildir.
Her çocuk elmayı sevmez.
Çocuk ağlıyor çünkü yemek istiyor.
Tom bir çocuk gibi davrandı.
Tom bir çocuk gibi davrandı.
Çocuk gibi davranmaktan vazgeç.
O bebek ağlamaktan başka bir şey yapmaz.
Çocuk gülmek yerine ağlıyor.
Ben küçük bir çocuk gibi hissediyorum.
Çocuk boğulmak üzereydi.
Küçük kız kardeşim çocuk gibi ağlıyor.
O, Japonya'ya çocuk olarak geldi.
bir saat içinde doğmazsa
Bir dakika daha ve bebek ağlıyordu.
Beş dakika daha
Çocuk büyük bir ağacın arkasında saklanıyordu.
Bebek, neredeyse on dakikadır ağlıyor.
Şu çocuk ağlayacakmış gibi görünüyor.
O çocuk sanki bir yetişkin gibi konuşuyor.
Çocuk, babasının öldüğünü kavrayabilecek durumda değildi.
Çocukken bu evde yaşadım.
Bebek neredeyse bir parça şeker yutuyordu.
O çocuk yirmiye kadar sayabilir.
Çocuğa nasıl sebze yedirebilirim?
Şu çocuk hediye aldığı için mutluydu.
Cathy bu gece bizim bebeği görmek için geliyor.
Her canavar birinin bebeği olarak başlar.
Tom bebeği aldı ve o hemen ağlamayı kesti.
Bebeğe amcasının anısına hürmeten John adı verildi.
Yeni filmin kahramanı bir çocuk melek.
Bir adam, kadın, çocuk ya da çocuklar.
Anne de bebek de çok iyiydi.
Çocuk nasıl toplama yapılacağını bile bilmiyor.
O yavaşça yürüdü böylece çocuklar yetişebildi.
Ciddi bir eğitim etkisi nedeniyle çocuk tamamen farklı bir kişi haline geldi.
O yirmi yaşında ilk çocuğunu doğurdu.
Çocuk annesini görür görmez, ağlamayı kesti.
Çocukken genellikle okuldan sonra beyzbol oynardım.
Benim başka bir bebek için çok yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
Her çocuk gibi, bir ailenin neye benzediğini öğrendim.
Kutu bir çocuğun taşıması için yeterince hafif.
Tom kayıp çocuğu bulduğu yere şaşırmadı.
Çocuğum her şeyi bilmeye meraklı.
Çocuklarının yeterince yediğinden emin olmalısın.
Bir çocukken dedemin bahçesinde şeftali toplamayı severdim.
Mary, seni zavallı çocuk, neredeydin? Sana ne oldu?
Her çocuğun aynı eğitim fırsatlarına sahip olması zorunludur.
Ben Noel Baba'nın var olmadığını keşfetmek üzere olan bir çocuk gibi hissediyorum.
Ailen ve çocuğun için endişeleniyorsun. Daha öncesinde hayvanlara karşı aşırı duygusal davranan biri değildim.
O, çocuklar izleyebilsin diye yavaşça yürüdü.
Tom istediği olmayınca çocuklaşıyor genelde.