Examples of using "Stara" in a sentence and their turkish translations:
Baksanıza, eski bir fıçı!
Baksanıza, eski bir fıçı!
Ama çok eski bir yer.
Bu eski bir hile.
O yaşlı.
Yaşlı bir kadın araba sürüyor,
Bu kitap çok eski.
Tom çok çalışır.
Eski ahır yandı.
Bu kitap eski.
O dener.
İşte yine başlıyoruz.
Bahçede yaşlı bir kiraz ağacı var.
Uruguay'ın niyeti de bu.
O eski şeyi ne için istiyorsun?
O her zaman diğerlerine yardım etmeye çalışır.
Tom açıkçası soruna yaratmaya çalışıyor.
Eski metot sonunda en iyi olduğunu kanıtladı.
Bu eski kitap oldukça demode.
Sanırım hanıma ev almalıyım.
Komşusu da dişiyi gözüne kestirmiş.
Bu, gizli dinsel törenleri kullanan eski bir örgüt.
Benim başka bir bebek için çok yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
Eski bir madenci merdivenine benziyor, duvarın bu tarafında duruyor.
Güneydeki ormanlık alanın derinlerinde saklı eski bir yol var.
Bir zamanlar küçük bir adada yaşlı bir kadın yaşıyordu.
Öylesine eski bir şarkı ki onu herkes bilir.
Annesi göründüğü kadar yaşlı değil.
Bu durumda olabileceğimizin en iyisi o fıkradaki yaşlı kadın...
Ben böyle şeyler için çok yaşlıyım.
Birçok mülteci Avrupa'ya ulaşmaya çalışıyor.