Examples of using "Jedzie" in a sentence and their turkish translations:
O, bir BMW sürmektedir.
O, gitmeyecek.
İşte otobüs geliyor!
Bu tren nereye gidiyor?
O, Ooita'ya gidiyor.
Tom kasabaya gidiyor.
Bu otobüs Minsk'e gidiyor.
O en yüksek hızda sürüyor.
O tren ne kadar hızlı gidiyor?
Ken otobüsle okula gidiyor.
Tom gerçekten Boston'a gidiyor mu?
Bu otobüs plaja gider mi?
Tom Avustralya'ya gideceğini söyledi.
Tom, Boston'a gerçekten yalnız mı gidiyor?
Bu tren New York'a gider.
Bir araba geçiyor. Onu kaçırmak istemem!
Ailem her yıl İtalya'ya gider.
Bu otobüs şehir merkezine gider mi?
Tom Mary'nin neden Boston'a gittiğini biliyordu.
Tren saatte 50 mil hızla gidiyor.
O, gelecek hafta New York'a hareket edecek.
Tom Mary'nin Avustralya'ya gittiğini bilmiyordu.
Otobüslerden hiçbiri Shinjuku'ya gitmez.
Babam iş için sabah saat 07.00'de metroya biner.
Tom'un seninle birlikte kayak yapmaya gideceğini bilmiyordum.
Bir pasaport, yabancı bir ülkeye giderken, onsuz gidemeyeceğin bir şeydir.