Examples of using "Prędkością" in a sentence and their turkish translations:
O en yüksek hızda sürüyor.
sonra inanılmaz bir hızla uzaklaştı.
...gezegenimiz karanlığa gömülür.
O her zaman tehlikeli bir hızda araba kullanmayı sevdi.
Saatte 100 kilometreyi geçen sprintler atabiliyor.
Tren saatte 50 mil hızla gidiyor.