Translation of "Kupił" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Kupił" in a sentence and their turkish translations:

Kupił samochód.

O bir araba satın aldı.

- Tom kupił nowy samochód.
- Tom kupił nowe auto.

Tom yeni bir araba aldı.

Kupił jej sweter.

O ona bir kazak aldı.

Kupił nowy samochód.

O yeni bir araba satın aldı.

On kupił kapelusz.

O bir şapka aldı.

Chłopiec kupił książkę.

Çocuk bir kitap satın aldı.

Tom kupił gazetę.

- Tom bir gazete aldı.
- Tom gazete satın aldı.

Tom kupił mieszkanie.

Tom bir konut aldı.

Tom kupił drona.

Tom bir drone aldı.

Tom kupił samochód.

Tom bir araba aldı.

Tom kupił psa.

Tom bir köpek aldı.

Tom kupił ciasto.

- Tom bir pasta getirdi.
- Tom bir kek getirdi.

Tom kupił stół.

Tom bir masa satın aldı.

Dan kupił nowy komputer.

Dan yeni bir bilgisayar satın aldı.

Kupił mi nowy słownik.

O bana yeni bir sözlük aldı.

Kupił nam fajne książki.

O bize güzel kitaplar satın aldı.

On kupił parę butów.

O bir çift ayakkabı satın aldı.

Ojciec kupił mi rower.

Baba bana bir bisiklet satın aldı.

Tom kupił Marii prezent.

- Tom Mary'ye bir hediye getirdi.
- Tom, Mary'ye bir hediye getirdi.

Kupił córce nową sukienkę.

Kızına yeni bir elbise satın aldı.

Kupił sobie nowy samochód.

Kendine yeni bir araba satın aldı.

Tom kupił nowy dom.

Tom yeni bir ev satın aldı.

Tom kupił drogą gitarę.

Tom pahalı bir gitar satın aldı.

Tom nie kupił chleba.

Tom ekmek almadı.

Tom kupił telefon komórkowy.

Tom bir cep telefonu aldı.

Tom kupił nowy aparat.

Tom yeni bir fotoğraf makinesi aldı.

Tom kupił Mary prezent.

Tom Mary'ye bir hediye aldı.

Kupił sobie skuter śnieżny.

O kendine bir kar arabası satın aldı.

Zapomniał, że kupił jej prezent.

Ona bir hediye satın aldığını unuttu.

Kupił to za pięć dolarów.

O, onu beş dolara aldı.

Kupił tę ciężarówkę z Polski.

O bu kamyonu Polonya'dan satın aldı.

Tata kupił mi aparat fotograficzny.

Babam bana bir kamera aldı.

Tom właśnie kupił nowy komputer.

Tom sadece yeni bir bilgisayar satın aldı.

Mój wujek kupił wczoraj psa.

Dün amcam bir köpek aldı.

Tom kupił napój w automacie.

Tom otomatik satış makinesinden bir içki satın aldı.

Tom kupił trzy funty bananów.

Üç pound muz aldım.

Tom kupił trzy bochenki chleba.

Tom üç somun ekmek aldı.

Tom kupił nam trochę napojów.

Tom bize bazı içecekler aldı.

Tom kupił bilet na autobus.

Tom bir otobüs bileti satın aldı.

Tom kupił różę dla Mary.

Tom Mary için bir gül aldı.

Tom kupił Mary wiele prezentów.

Tom Mary'ye birçok hediye aldı.

Tom kupił sobie drogi zegarek.

Tom kendine pahalı bir saat aldı.

Ojciec kupił mi nowy rower.

Baba bana yeni bir bisiklet aldı.

Tom kupił wczoraj aparat fotograficzny.

Tom dün bir kamera satın aldı.

Tom kupił prezent dla Mary.

- Tom Mary için bir hediye aldı.
- Tom Mary'ye bir hediye aldı.
- Tom, Mary için bir hediye aldı.

Według Mike'a, Mac kupił nowy samochód.

Mike'a göre, Mac yeni bir araba aldı.

Mój ojciec kupił mi tę książkę.

Babam bana kitap aldı.

Tom kupił nową parę okularów przeciwsłonecznych.

Tom yeni bir güneş gözlüğü aldı.

Tom kupił rower za trzysta dolarów.

Tom üç yüz dolara bir bisiklet aldı.

Co Tom chciał abyś mu kupił?

Tom kendisi için ne almanı istedi?

Tom kupił Mary maszynę do szycia.

Tom Mary'ye bir dikiş makinesi satın aldı.

Tom kupił butelkę taniego czerwonego wina.

Tom bir şişe ucuz kırmızı şarap aldı.

Tom powiedział mi, żebym kupił chleb.

Tom bana gidip biraz ekmek almamı söyledi.

Tom kupił książkę o aparatach fotograficznych.

- Tom fotoğraf makineleri hakkında bir kitap satın aldı.
- Tom kameralar hakkında bir kitap aldı.

Tom kupił mały domek na cichej ulicy.

Tom sessiz bir sokakta küçük bir ev aldı.

Poszedłbyś, proszę, do supermarketu i kupił chleb?

Lütfen super markete gider misin ve biraz ekmek alır mısın?

Nie wiem, kiedy Tom kupił ten słownik.

Tom'un o sözlüğü ne zaman aldığını bilmiyorum.

Tom kupił sobie pod choinkę nową gitarę.

Tom Noel için kendine yeni bir gitar aldı.

Tom kupił to dla mnie w Bostonie.

Tom bunu benim için Boston'da satın aldı.

Tom kupił kiść winogron i je zjadł.

Tom bir salkım üzüm aldı ve onları yedim.

Gdybym wtedy kupił ten obraz, teraz byłbym bogaty.

O tabloyu o zaman satın alsaydım, şimdi zengin olurdum.

- Ona kupiła synowi aparat.
- On kupił synowi aparat.

O, oğluna bir kamera aldı.

Kupił ziemię w celu zbudowania na niej domu.

O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.

Wygląda na to, że Tom kupił nowy samochód.

Tom yeni bir araba almış gibi görünüyor.

Tom kupił swojej córce nową sukienkę na imprezę.

Tom parti için kızına yeni bir elbise aldı.

Wiesz może, gdzie George kupił swoją rakietę tenisową?

George'un tenis raketini nereden aldığını biliyor musunuz?

Myślę, że to czas, żebym kupił nowy aparat.

Sanırım yeni bir kamera almamın zamanıdır.

Tom kupił to auto, bo spodobało się jego żonie.

Tom karısı hoşlandığı için o arabayı aldı.

Na pewno nie chcesz, żebym ci coś kupił w supermarkecie?

Süpermarkette sana bir şey almamı istemediğinden emin misin?

Tom powiedział, że nie wiedział, co Mary chciała, żeby kupił.

Tom Mary'nin onun almasını istediği şeyi bilmediğini söyledi.

Ona nie może go przekonać, aby kupił nowy samochód dla niej.

O, ona yeni bir araba alması için onu ikna edemiyor.

Byłem winien Tomowi trochę pieniędzy za kilka rzeczy, które dla mnie kupił.

Bana aldığı bazı şeyler için Tom'a bir miktar borcum vardı.

Tom ma nadzieję, że Mary spodoba się prezent, który dla niej kupił.

Tom Mary'nin onun için aldığı hediyeyi seveceğini umuyor.

Tom kupił kilka niedrogich aparatów fotograficznych, aby podarować je dzieciom mieszkającym w okolicy.

Tom onun mahallesinde yaşayan çocuklara vermek için bir sürü ucuz kameralar aldı.