Examples of using "Oceanu" in a sentence and their turkish translations:
Okyanustan hoşlanmam.
Okyanusta küçük br kübe odaklanalım.
Tom okyanusa yakın yaşıyor.
Nehir Pasifik Okyanusu'na dökülüyor.
Isının bir kısmı derin okyanusa doğru yayılır
Küresel okyanusa ulaşmanın bir yolunu bulabilir?
suyun akacağı güzergahta,
Oradan da okyanusa ulaşmak için açık bir yolu var.
- Bu nehir Pasifik Okyanusuna akar.
- Bu nehir Pasifik Okyanusuna dökülür.
Gözlerimi kapadım ve okyanusun sesini dinledim.
Tom okyanusa yakın yaşıyor ama yüzemiyor.
sensörleri derin okyanusa göndermek için gerekli olan enerji.
...okyanusun ritmiyle derinden bir bağ kuracak.
Şehrin ışıkları denize taşıyor...
Grönland'tan su ve buzu okyanusa taşıyor.
Bir çocuk olarak devasa Atlantik Okyanusu'nun gücüyle yaşamak inanılmaz heyecanlıydı.