Translation of "위험한" in Turkish

0.022 sec.

Examples of using "위험한" in a sentence and their turkish translations:

위험한 상황입니다

Bu kötü.

아이들의 위험한 행동을 실생활의 위험한 행동들과 비교 측정해봤죠

ve kumar gibi risk alma davranışlarına ölçüt oluşturabilecek

불행히도, 위험한 아편처럼,

Ne yazık ki tıpkı tehlikeli bir uyku ilacı gibi,

‎구애는 위험한 일이거든요

Kur yapmak tehlikeli bir uğraştır.

위험한 행동에 쉽게 빠집니다.

ve riskli davranışların kurbanı olmalarına neden oluyor.

‎위험한 곳까지 와 버렸죠

Tehlikeli sularda dolaşıyor.

분명히 말씀드리는데 아주 위험한 방법입니다

Bunun yüksek riskli seçenek olduğunu söyleyebilirim.

잊지 마세요 위험한 건 머리입니다

Unutmayın, başı her zaman tehlikeli olan kısmıdır.

대담하고 위험한 희망일 수 있습니다.

veya bir gün böceklerden korkan bir genç kızın

이런 위험한 짓들은 하면 할수록

bu zararlı risklere kendilerini ne kadar maruz bırakırlarsa

사실 이것은 위험한 가짜 안도감입니다.

tehlikeli ve aldatıcı bir güvenlik hissi bu.

‎위험한 행동입니다 ‎경쟁은 침묵이 되었고

Bu taktikler tehlikeli. Rakibi susturulunca...

위험한 기생충을 섭취할 위험을 감수하는 짓이죠

Bunu yaparsanız tehlikeli parazitleri de tüketmiş olma ihtimaliniz artar.

여기 발이 묶인다면 정말 위험한 상황입니다

burada mahsur kalırsanız, başınız büyük belada demektir.

날카로운 바위를 택한 건 위험한 실수였고

Keskin kayayı seçmek aslında bir hataydı

궁지에 몰린 짐승보다 위험한 건 없어요!

Köşeye sıkışmış bir hayvandan daha tehlikeli bir şey yoktur!

뱀한테서 위험한 부분이라곤 독이 있는 독니뿐입니다

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri.

앞에 뭐가 있는지 모를 땐 위험한 방법이죠

bu işin tehlikesi ileride ne olduğunu bilmemektir.

‎위험한 건 흡혈박쥐만이 아닙니다 ‎이곳에는 바다사자도 살죠

Tek tehdit vampirler de değildir. Burada denizaslanları da yaşar.

‎덜 위험한 파장으로 바꾸는 것이죠 ‎바로 형광입니다

onu daha az tehlikeli dalga boylarına dönüştürüyor. Florışı işlemi.

자연에서 가장 위험한 동물과 파충류들도 상대해야 합니다

doğanın en ölümcül hayvanları ve sürüngenleriyle de karşı karşıya kalacağız.

대개 기어 올라갈 때보다 훨씬 위험한 데다

Bu yukarıya tırmanmaktan çok daha tehlikeli olabiliyor

이러한 선택으로 위험한 부작용 두 개가 생겨났죠.

Bu seçimler aslında bizi iki tehlikeli yan etkiyle bıraktı.

살인률은 세계에서 가장 위험한 도시들의 살인률을 넘어섰습니다

Ayrıca ülkedeki cinayet oranı, dünyanın en tehlikeli şehirlerini bile geride bıraktı.

시스템의 잠재적인 재생산 능력이 위험한 상황이 된다는 것이죠.

sistemin yeniden üretme kapasitesini riske atmış olurdunuz.

'72종의 위험한 동물들: 아시아'는 특출난 동물들과 함께 계속됩니다

ve zamanın ötesine geçebilmelerine saygı ve hayranlık duyun. Altyazı çevirmeni: Levent Aladağ

이제 돌아가야 합니다 저 춥고, 축축하고 위험한 지형으로요

Şimdi soğuk, ıslak ve tehlikeli araziye geri dönme zamanım geldi.

뱀한테서 위험한 부분이라곤 독이 있는 독니뿐입니다 자, 갑시다

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri. Tamam, hadi gidelim.

매일 이 공식 뱀 사냥꾼은 위험한 보상을 찾아 헤맵니다

resmi yılan yakalayıcısı, riskli bir ödül için her gün avlanıyor.

뭐든 위험한 게 없는지 잘 확인하세요 이것 좀 보세요

Bu bölgede sizi mahvedebilecek bir şey olmadığından emin olmalısınız. Şuna bakın.

앞으로 마주할 것은 사막의 더위뿐만 아니라 위험한 지형들도 있으며

Sadece çölün sıcaklığıyla ya da arazinin tehlikeleriyle de değil,

문제는 저 끝이 안 보인단 건데 그건 언제나 위험한 일이죠

Sorun şu ki sonunu göremiyorum ve bu her zaman tehlikelidir.

‎위험한 수컷이 ‎어둠 속을 배회하는데 ‎새끼들끼리 놔둘 수는 ‎없는 노릇이죠

Tehlike karanlıkta kol gezerken onları yalnız bırakma riskine giremez.

하지만 진짜 위험한 건 더위죠 기온이 섭씨 63도에 달하기 때문에

Ama sıcaklık cidden öldürücü. 62 dereceye ulaşabiliyor

모든 요소가 한데 모이니 녀석을 세상에서 가장 위험한 뱀으로 만든 거죠

birleşimi sonucunda ona dünyanın en tehlikeli yılanı diyebiliriz.

머리를 꼼짝 못 하게 하는 거죠 잊지 마세요 위험한 건 머리입니다

...ve onunla başını yakalarız. Unutmayın, başı her zaman tehlikeli olan kısmıdır.

보호 활동가인 구비는 이 잠행 사냥꾼을 추적하는 위험한 임무를 수행하지만 그에 따른 대가가 따르기도 하죠

Çevreci, tehlikeli bir görevde, ülkenin benekli sinsi avcılarının peşinde, ancak yaptığı işin bir bedeli var.