Translation of "보이는" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "보이는" in a sentence and their turkish translations:

이것이 모퉁이에서 보이는 모습인데요,

Bu da köşenin diğer tarafından gördüğünüz şey.

끝이 빤히 보이는 연애질?

Çok uzun süren ilişkiler?

보이는 현상인데 더위로 일렁거리는 게

sıcak dolayısıyla uzakta parlayan bir yansıma görebilirsiniz.

내 눈에 보이는 거라곤 사람들뿐이었죠.

Tek gördüğüm insanlardı.

불가능해 보이는 문제에 직면해 있지만

İmkânsız gibi görünen bir yarışın eşiğinde

근데 바닷가에서 보이는 일반적인 게는 아니고요

Ama sahilde bulduklarınız gibi normal yengeçlerden değiller.

해양 드론은 보이는 것보다 훨씬 큽니다.

Bunlar göründüğünden daha büyük.

침대에 특별해 보이는 담요가 있는지 말이죠.

ya da yatağın üzerinde özel bir battaniye var mı?

첫 번째 해결책은 보이는 신호를 잘 따라서

İlk çözüm, işaretleri takip etmek

저는 창을 들었고... 사나워 보이는 늑대가 있어요!

Bir mızrağım... Ve sinirli görünen bir kurt var.

화내는 사람도 없었고 눈물을 보이는 사람도 없었어요.

Gözyaşı yoktu. Öfkelenen yoktu.

왜냐하면 접시가 작으면 금방 가득차 보이는 반면에

çünkü küçük tabaklarda olunca daha dolu görünüyor

이 사진에서 시설이 열린 게 보이는 데

Bu fotoğrafta bu gözaltı kampının açılış törenini görebiliyoruz.

사진에 보이는 것은 코스타리카에 있는 포아스 화산의 분화구입니다.

Bu Costa Rica'daki Poás Yanardağı kraterinin içini gösteriyor.

피부에 하얀 무늬가 얼룩덜룩하게 있는 것처럼 보이는 것인데,

Cildinizin beyaz parçalar ile lekelenmiş gibi görünmesi

두세 살 정도의 비슷한 나이로 보이는 어린 소녀였어요.

Yaklaşık iki üç yaşlarında o küçük kız ile aynı yaşlarda

그리고 여기 보이는 것이 바로 하나의 가능한 배열입니다.

Gösterilen de muhtemel düzenlerden biri.

‎문어는 지능이 높은 동물이라 ‎관심을 보이는 것 같았어요

Bence bu durum, o devasa zekâ için oldukça uyarıcı.

이제부턴 끝이 뻔히 보이는 그 순간에 끝낼 거에요.

Bundan sonra, anladığım an son vereceğim.

표범은 작은 소음과 불빛을 인식합니다 창밖으로 보이는 TV 불빛에 집중하기도 하죠

Sanırım küçük sesleri fark ediyor, ışıkları görüyor, pencereden televizyona bakıyor, böyle şeylere dikkat ediyor.