Examples of using "있는지" in a sentence and their turkish translations:
ne yemiş, neredeymiş, kimleymiş.
İleriyi göremiyorum!
İçeride ne olduğunu göremiyorum.
kanıtlar gibi doğrulanabilir kanıtlarla denetlemek.
erkek arkadaşım olup olmadığını sordu.
ya da yatağın üzerinde özel bir battaniye var mı?
ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatıyor.
"Gunit mi?" diye sordum.
ve çoğu zaman toprağın altında ne olduğunu bilmiyoruz.
bu riski nerede alabiliriz?
Tamam, bu konuda akıllıca davranmalıyız. Bakalım, buralarda pati izi bulabilecek miyiz?
bu işin tehlikesi ileride ne olduğunu bilmemektir.
Klitoris ile ne yapacaklarından çok da emin değillerdi.
yüzey altında neler olduğu hakkında bir fikir verir.
bu sırada izleyicinin hangi tarafta olduğumuzu bilmesine yarıyor.
Başarabileceklerimizi görmek istedik.
Neden bunca zahmete girelim?
Demem o ki bu insanlar ne yaptığını biliyor.
Yukarıda neye bağlı olduğundan emin değilim. Beni taşımama ihtimali var.
Bana baktıklarında neler yapabileceğimi göreceklerdi.
Hala gövdeye bağlı olduğumdan emin değilim.
hiçbiri neler olup bittiğine dair yorum yapmaya cesaret edemiyordu.
doğduğum ülkeye ne yaptığını anlamamdan önce.
yavaşlatmanın mümkün olup olmadığını görmeye karar verdik.
yola çıktık.
Sınırsız potansiyelimize nasıl erişebileceğimizi bilmek istedim.
Bugün yapay zekâ ve insanoğlunun nasıl birlikte var olabileceğinden konuşacağım
Bilim adamları bunu, bir hastalığın ne kadar bulaşıcı olduğunu tanımlamak için kullanıyor.
Ama, onların aileleri nasıl diye hiç düşünmüyordum.
ve potansiyelimize ulaşmak için ipuçları verdim.
kandaki renk değişikliği,
İyi de eder. Karanlıkta nelerin gezindiği hiç belli olmaz.
Atatürk'e dönüp ülkemize neler oldu ya diyen Türkler.
Bu pullu seri katilin ne kadar yaygın olduğunu kendi gözünüzle görmeden anlayamazsınız, diyor.
Bu teknolojinin neler yapabileceğine dair üç örnek daha vermek istiyorum.
Ve sonra Covid-19'un ne denli tehlikeli olabileceğini görürsünüz.