Examples of using "리듬을" in a sentence and their turkish translations:
Dişiyi havaya sokmak için ritim tutuyor.
biyolojik ritimle eş gitmeyi
Ay ile gelgitlerin hayatın ritmini belirlediği bir dünya.
Perde ya da ritmi ben yaratmıyorum,
Ay döngüsü, geceleyin denizde yaşanan pek çok dramın ritmini belirler.
Işık ve gürültü kirliliği hayatın ritmini değiştiriyor.