Examples of using "결정하는" in a sentence and their turkish translations:
Mutluluğumuz ve mutsuzluğumuza karar veren şey
Hemen bir karar verseniz iyi edersiniz.
Ay ile gelgitlerin hayatın ritmini belirlediği bir dünya.
ve buradan nereye gideceğimize karar verecek olan sizsiniz.
veya kiminle yaşlanacağına karar vermek gibi önemli
oluşur. Özel işletmeler nasıl, nerede ve ne satacaklarına karar verebilirler. Sonra,