Examples of using "깨닫게" in a sentence and their turkish translations:
hayatımın işini şekillendirdi.
Yine de fark etmeden edemediğim şey
ve yaşayacağımızdan daha uzun bir yaşamı tanımamızı gerektiriyor.
Daha sonra hatamı fark ettiğim gün geldi.
Çıngıraklı yılan ısırığı böyle bir görevin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatan bir gösterge.
Bunu aştıktan sonra, hâlâ kilometrelerce uzakta olduğunu fark ediyorsunuz.
onunla yapabileceğimiz şeyleri dâhil etmiyoruz.