Translation of "얼마나" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "얼마나" in a sentence and their turkish translations:

얼마나 튼튼한지도요

Ne kadar güvenli olduğunu da.

100% 확신이 없습니다 밧줄이 얼마나 튼튼할지 얼마나 오래됐는지도요

Ne kadar dayanıklı olduğundan yüzde 100 emin değilim. Ne süredir orada olduğundan da.

아, 얼마나 기발한지요!

Ne kadar garip.

얼마나 오래됐는지 모르겠어요

Ne kadar zamandır orada bilmiyorum.

얼마나 오래 갈지도요

Ya da ne kadar süre.

얼마나 서늘한지 벌써 느껴집니다

Buranın ne kadar daha serin olduğu şimdiden hissediliyor.

얼마나 힘들었는지 기억이 났어요.

ifade edemememi hatırladım.

입자의 무게가 얼마나 나가는지

Örneğin ağırlığı ne?

연구자들은 어쩌면 연구자가 얼마나 자주

Bu durumun sebebinin

문제는 이 줄이 얼마나 오래됐는지

Sorun şu ki ne kadar zamandır burada olduğunu

출판된 문서라면 얼마나 엄격한 매체인가?

Yayımlanmış mı, yayımlandığı dergi ne kadar titiz ve tutarlı?

중국과 인도가 얼마나 빠르고 강력하게

Çin ve Hindistan'ın ne kadar hızlı ve güçlü bir şekilde

연구 목적으로 시스템이 얼마나 망가졌는지

Araştırmalarım sayesinde

속바지와 브래지어를 얼마나 오래 착용하셨나요?"

külotunuz ve sütyeniniz için ne kadar para harcadınız?"

우리 모두에게 얼마나 민감한 지

buna ne kadar bağışıklığımızın olduğu.

빛이 얼마나 빠르게 움직이는지 예시를 보여드릴게요.

Işığın ne kadar hızlı haraket ettiğine bir örnek vermek için,

문제는 이게 얼마나 오래됐는지 모른다는 거죠

Sadece bunun ne kadar zamandır burada olduğunu bilmiyorum.

얼마나 더 갈지 걱정됩니다 안 돼

Bunda ne kadar ışık kaldığı konusunda endişeliyim. Hayır, olamaz.

이것은 우리가 얼마나 진격하는 냐의 문제죠.

Bu sadece bizim ne kadar ilerleme kaydedebileceğimizle alakalı.

우리는 바다에 대해 얼마나 알고 있을까요?

Okyanuslar hakkında aslında ne kadar şey biliyoruz?

제가 그동안 얼마나 어리석었는지 알게 해주었습니다.

tüm kişisel değerlerimi

이제 이런 협곡이 얼마나 헷갈리는지 아시겠죠

Bu kanyonların ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu görüyorsunuz.

사막이 얼마나 위험할 수 있는지 보여주죠

ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatıyor.

여자친구가 참아준 게 얼마나 고마운지 말했습니다.

nasıl minnettar olduğunu anlattı.

제 고아원이 얼마나 좋은 기관인지는 상관없이

yetimhanem her ne kadar güzel olsa da

‎스스로 화가 나서 ‎얼마나 자책했나 몰라요

İnsanın kendini dövesi geliyor yani...

‎야생 동물의 삶이 ‎얼마나 유약한지 이해함으로써

Bu vahşi hayvanların hayatlarının ne kadar hassas olduğunu fark ediyorsun.

제가 얼마나 깊이 고립되어 있었고 그렇게 살아왔는지가요.

net bir şekilde görebildim.

미국이나 전 세계적으로 도대체 얼마나 많은 바나나가

Amerika Birleşik Devletleri'nde ve dünyanın her yerinde

과연 우리는 바다에 대해 얼마나 알고 있을까?

Okyanuslarımız hakkında aslında ne kadar şey biliyoruz?

전 그 메시지가 얼마나 강한지 알고 있습니다.

Bu mesajın ne kadar kuvvetli olduğunu biliyordum.

그런 직업이 얼마나 되겠냐고 말하실 수 있습니다.

Bunlardan kaç tane var olduğunu sorabilirsiniz

우리는 얼마나 성과를 끌어올릴 수 있는지 보고싶었습니다.

Başarabileceklerimizi görmek istedik.

그리고 우리가 사는 지구가 얼마나 특별한지 깨닫고

Gezegenimizin ne kadar özel olduğunu takdir etmeyi öğrenirsek

오슬로에서는 전기 차량을 가진 사람들이 얼마나 열성적으로

Ve Osla'da Elektrikli Araç sahiplerinin tecrübelerini çevrelerindekilere anlatma

‎내가 얼마나 연약한 인간인지 ‎죽음을 생각하게 됐죠

Kendi ölümünü ve savunmasızlığını düşünmeye başlıyorsun.

제1차 세계대전은 미국의 영향력이 얼마나 커졌는지를 보여주었습니다

1. Dünya Savaşı ABD'nin etkisinin ne kadar arttığını göstermiş oldu.

그럼 얼마나 오래됐는지 모를 밧줄에 의지하지 않아도 되죠

Ve ne zamandır orada olduğunu bilmediğim bir halatla tırmanmak zorunda kalmayacağım.

얼마나 깊은지 보이지도 않아요 이런 갱도는 이래서 위험합니다

Ne kadar derin olduğunu bile göremiyorum. Bu tür tünellerin tehlikeli yanı budur.

사람들은 여러분이 얼마나 많은 영감을 주는지 말하기 시작합니다.

Size ne kadar büyük bir esin kaynağı olduğunuzu söylemeye başlıyorlar.

계속해서 제가 살아남은 것이 얼마나 큰 행운인지 되뇌었습니다.

hayatta olduğum için ne kadar şanslı olduğumu,

제가 얼마나 단어 게임인 스크래블을 잘하는지 말했을 때

Ona kendimi Scrabble'da gerçekten çok ilerlettiğimi söylediğimde

"이게 얼마나 엉망인 건지 알아요" 라는 어투가 느껴졌습니다.

"Bunun ne kadar berbat olduğunu anlıyorum." diyen bir tonla iletti.

여러분이 그 언어를 얼마나 아느냐는 중요하지 않다고 생각합니다.

o dili ne kadar iyi anladığın

그리고 자신의 대답에 대해서 얼마나 확신이 있는지도 물었습니다.

Ayrıca verdikleri cevaplardan ne kadar emin olduklarını da sorduk.

동료나 회사 사람들이 얼마나 잘 하고 있는지를 봄으로써

ve sonra takımınızın veya şirketinizin ne kadar iyi gittiğini görebiliyorsunuz,

우리가 얼마나 빨리 그 입자를 발견해 내는지와는 상관없이,

Bu parçacığı yakın zamanda bulup bulamayacağımıza bakmaksızın

방울뱀에 물리다니 이런 임무가 얼마나 위험한지 고통스럽게 깨닫게 되는군요

Çıngıraklı yılan ısırığı böyle bir görevin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatan bir gösterge.

젊었을 때 그는 얼마나 살 수 있을지 잘 몰랐습니다.

Gençken ne kadar yaşayacağını bilmesinin hiçbir yolu yoktu.

전 이런 프로그램으로 인해 얼마나 큰 변화가 생겼는지 보았습니다.

Bu programların nasıl bir fark yarattığını gördüm.

우리가 이런 이미지를 떠올리기 위해서 얼마나 많은 정보가 필요할까요?

Peki böyle bir görseli oluşturmak için ne kadar bilgiye ihtiyacımız var?

시간이 얼마나 걸리든 한 번에 한 명씩 보석시킬 겁니다.

ne kadar sürerse, her seferinde bir kefalet

한걸음 물러서서 보면 표범이 얼마나 적응력이 좋은지 느끼게 되죠

Bu hayvanların şartlara uyum sağlayabilir olduğunu görmenizi sağlıyor bu.

‎어두워지고 나면 ‎얼마나 많은 도시가 지구를 ‎장악했는지 알게 됩니다

Hava kararınca şehirlerin nasıl baskın çıktığı açıkça görülebiliyor.

닥친 문제들에 대해 얼마나 잘 대응하고 있는 지에 대한

Problem çözümümüzün ne kadar iyi gittiği hususunda

그리고 너무나 중요한 결정을 하는데 얼마나 하찮은 데이터가 사용되었는지를

sistemin ne kadar bozuk olduğunu ve kritik kararlar için ne kadar az veri

과학자들은 이 수치를 사용하여 질병이 얼마나 전염성이 있는지 설명합니다.

Bilim adamları bunu, bir hastalığın ne kadar bulaşıcı olduğunu tanımlamak için kullanıyor.

그리고 저쪽으로 가면 얼마나 가야 잔해가 나올지 알 수 없고요

O taraftaki enkaza ulaşmanın da ne kadar süreceğini bilmiyorum.

‎이 땅에 사는 인간의 삶이 ‎얼마나 유약한지 알 수 있죠

Ve bu gezegende hepimizin hayatının ne kadar hassas olduğunu.

롬은 톱니비늘 살모사를 직접 보기 전까진 얼마나 퍼져 있는지 모를 거랍니다

Bu pullu seri katilin ne kadar yaygın olduğunu kendi gözünüzle görmeden anlayamazsınız, diyor.

물이 얼마나 있을지 알 수 없습니다 깊고 막다른 길일 수도 있어요

Ne kadar su olduğunu bilmenin imkânı yok, derin bir çıkmaz da olabilir.

그리고 여러분은 코비드-19가 얼마나 더 위험할 수 있는지 볼 수 있습니다.

Ve sonra Covid-19'un ne denli tehlikeli olabileceğini görürsünüz.