Examples of using "아름다운" in a sentence and their turkish translations:
"Bu güzel bir insan",
"Bu güzel bir zihin".
Harika sahiller,
hatta yeni ve güzel bir sahil yolunu bile.
Vahşi doğmuş, acımasız hayvanlar fakat güzel ve müstesna yırtıcılar.
Bu güzel bir adalet döngüsü yaratıyor.
ve arkadaki mavinin hoş katmanlarına dönelim.
Sonrasında 10, 15 dakika süren güzel bir zaman aralığı yakalıyorsun.
Girdiğim her uyuşmazlık ortamında oradaki elektriğin olağanüstü güzelliğini yaşarken
Mimari ve parkların çok güzel olduğu bir mahalleye gittiniz
Bu sıradışı Venedik şehri. Bugün Dünya'nın en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden birisi,
Bu güzel katilleri daha da tehlikeli yapan kendilerini gizleme güçleri.
fakat güzel, solunabilir hava sadece 8-11 kilometre kalınlığında,