Examples of using "밝은" in a sentence and their turkish translations:
hayal edip inanabilirsiniz
Bütün gökyüzünü ışık kapladı.
Her ayda sadece birkaç aydınlık gece olur.
Bunun uyarısı da sırtlarındaki canlı renk.
Dolunay ve dolunaya yakın gecelerde en çok şansa sahip.
Daha aydınlık olması dişi aslanın avlanmasını zorlaştırıyor.
en parlak yıldızların en yüksek sesli olduğunu
Çitadan yedi kat ağır ve görüşü bizimkinden altı kat hassas.
Parlak dolunayın altında... ...ailesinden normalden fazla uzaklaşıyor.
Ve bu temiz,berrak ışığın
Parlak yıldızlar ile takımyıldızlarının. Böylece nokta atışıyla yerini bulur.
Gecenin karanlığında... ...sokağa uyum sağlayanlar çoğalmayı sürdürür.
Fakat yüksek sesler ve parlak ışıklar kafa karıştırıcı.
Ama deniz biyoloğu Richard Fitzpatrick öfkeli bir denizkestanesinin saldırısına uğradığında gündüz vakti işini yapıyordu.
Rüzgâr yüzünden ses duyamadığından sıra dışı gece görüşüne sarılmalı.