Translation of "‎녀석은" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "‎녀석은" in a sentence and their turkish translations:

‎이 녀석은 늦었습니다

Bu hanım geç gelenlerden.

‎녀석은 혼자가 아닙니다

Yalnız da değil.

‎녀석은 냉혈 동물이지만

Soğukkanlı.

저기 저 녀석은 어때요?

Bakın, onu kullanmak nasıl olur?

‎녀석은 에너지를 아껴야 합니다

Enerjisini muhafaza etmeli.

녀석은 화려한 공격성으로도 이름을 얻었습니다

İsmini göz alıcı bir saldırganlık gösterisinden alıyor.

‎사춘기인 녀석은 ‎갈수록 자립심이 강해집니다

Ergen, gittikçe bağımsızlaşıyor.

저 녀석은 괜찮습니다 제 냄새를 맡았어요

Bir şey olmaz. Kokumu alabiliyor.

‎이 녀석은 무리에서 ‎가장 뛰어난 사냥꾼입니다

Bu, çetenin en hünerli avcısı.

여기 있던 녀석은 더는 안 올 겁니다

Burada yaşayan şey artık burada kalmayacaktır.

‎녀석은 시각이 아니라 후각으로 ‎어둠을 헤쳐 나갑니다

Gözlerini pek kullanmaz. Onun yerine karanlıkta yolunu koklayarak bulur.

‎녀석은 외모와 달리 ‎실은 인간의 먼 친척입니다

Görünüşüne rağmen... ...aslında uzaktan bir akrabamızdır.

녀석은 아주 얇은 방아쇠가 달린 미끌거리는 총과 같습니다

Tereddütsüz saldıran, sürüngen bir makine.

야밤의 스토커인 녀석은 해가 지고 나서야 움직이기 시작합니다

Bir gece avcısı olan ölümcül engerek, en büyük tahribatı güneş battıktan sonra yapıyor.

‎밝은 보름달 아래에서 ‎녀석은 부모에게서 ‎평소보다 멀리 떠나봅니다

Parlak dolunayın altında... ...ailesinden normalden fazla uzaklaşıyor.

‎하지만 더 배짱 좋은 녀석은 ‎도시 깊은 곳으로 ‎모험을 감행합니다

Ama daha gözü pek olanlar şehrin içlerine kadar giriyor.

‎이 녀석은 어둠 속에서 사냥하면 ‎성공 확률이 두 배임을 압니다

Bu ayı, karanlıkta iki kat daha iyi balık tutabildiğini öğrenmiş.

강력한 하관을 지녔으며 물면 뱀보다 더 큰 고통을 주므로 녀석은 두려운 존재입니다

Çenesi çok güçlüdür ve ısırığı yılandan çok acı verir, korkulacak bir avcıdır.

오랜 세월에 걸쳐 무시무시한 명성과 무기를 갖췄습니다 녀석은 빠르고 공격적이며 맹독한 동물이지만

gelişmiş bir cephaneye sahip, kâbus gibi bir yaratıktır. Hızlı, agresif ve son derece zehirlidir

‎녀석은 물 밖으로 나와 ‎공기 속 산소를 직접 흡수합니다 ‎마침내 태양이 돌아옵니다

Doğrudan havadan oksijen çekebilmek için kendini dışarı atıyor. Nihayet. Güneş yüzünü gösteriyor.