Examples of using "Urlare" in a sentence and their turkish translations:
Çığlık attığını duydum.
Onların bağırdığını duydum.
Bağırmayı bırak.
Onun bağırdığını duydum.
Onun çığlığını duydum.
Tom'un çığlık attığını duydum.
Tom bağırmaya başladı.
Leyla çığlık atmaya başladı.
O, yüksek bir sesle ağlamaya başladı.
Tom'un bağırmasını duymadın mı?
Tom Mary'nin çığlık attığını duydu.
Canım bağırmak istedi.
Tom bağırmaya devam etti.
Tom birinin bağırdığını duydu.
Bilgisayarınıza bağırmak işe yaramaz.
Yüksek sesle bağırmak için bir dürtü hissettim.
Sadece birinin bağırdığını duydum.
Annesi bağırmaya başladı.
Ben bağırmak istemedim.
Tom Mary'ye bağırmaya başladı.
Sonra da bir şeyleri haykırmaya başladım.
Birinin çığlık attığını duydum.
O bağırmaya başladı.
Bir kız gibi bağırmayı kes.
O, yüksek bir sesle ağlamaya başladı.
Tom sadece bağırmaya devam etti.
Bağıracak kimsem yok.
Tom'a bağırmamalıydım.
Tom acı içinde bağırmaya başladı.
Tom avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı.
Tom çığlık atmak için ağzını açtı.
Birinin adımı bağırdığını duydum.
Duyulmak için bağırmak zorunda kaldım.
O bağırmaya başladı ve ben kaçtım.
Çığlık duydum.
Çığlık atmaya devam ettim.
Şimdi ağlamayı bırak.
Çığlık atmayın.
Uzayda hiç kimse senin çığlığını duyamaz.
Birinin adımı çığlık attığını duydum.
Canı ağlamak istiyordu.
Tom bağırmaya başladı.
Tom çığlık atmayı durdurdu.
- Ağlamamaya çalıştı.
- O ağlamamaya çalıştı.
Tom ağlayacak.
Tom hakime bağıracak kadar sinirliydi.
Çünkü çıkardığımda çığlık attın
Kes bağırmayı! Başımı ağrıtıyorsun.
Kısa bir sessizlikten sonra bağırdığını duydum:
Tom çığlık atmayı durdurmayacak.
Tom ağlayacakmış gibi hissetti.
Tom'a bağırmamasını söyledim.
O ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.
Açıkça onun annesi bağırmaya başladı.
Bana bağırma.
Ona bağırma.
Çocuk ağlamaya başladı.
Bağırma, komşular seni duyacak!
Bağırma yoksa daha yüksek sesle bağırırım.