Examples of using "Sentii" in a sentence and their turkish translations:
Yabancılık hissediyorum.
Onun dışarı çıktığını duydum.
Her şeyi duydum.
Tom'u duydum.
Onun bir şarkı söylediğini duydum.
Onların bağırdığını duydum.
Kendimi kullanılmış hissettim.
Hıçkırarak ağladıklarını duydum.
Onların şarkı söylediğini duydum.
Tom'un şarkı söylediğini duydum.
Hıçkırarak ağladığını duydum.
İçeri girdiğini duydum.
yüzümden gözyaşlarımın aktığını hissettim.
Duydum.
Onun hıçkırarak ağladığını duydum.
Onun bağırdığını duydum.
Onun çığlığını duydum.
Onun içeri girdiğini duydum.
Onun girdiğini duydum.
Ben haberi duyar duymaz cesur kaldım.
Mesajı duydum.
Sesler duydum.
Tom'un çığlık attığını duydum.
Patlamalar duydum.
Tom'dan haberdar oldum.
Tom'un hıçkırarak ağladığını duydum.
Bana tanı koyulduğundan beri beni bir arada tutan
Onun ölümünden derin üzüntü duydum.
Çeşitli görüşler duydum.
Yıkandım ve çok daha iyi hissettim.
O hikayeyi duydum.
Hiçbir şey duymadım.
Aniden midemde keskin bir ağrı hissettim.
- Tom'u duymamıştım.
- Tom'u işitmedim.
- Tom'un ağladığını işittim.
- Tom'u ağlarken duydum.
- Tom'un ağlamasını duydum.
Onun geldiğini duymadım.
Ben kapının açıldığını duydum.
Kapının kapandığını duydum.
Oldukça şanslı hissettim.
Acıktım.
Ben ihanete uğramış hissettim.
Depresyona girmiş hissettim.
Ben evin sallandığını hissettim.
Ben sıradışı bir ses duydum.
- Telefonun çaldığını duydum.
- Ben telefonun çaldığını duydum.
Bir kurt uluması duydum.
Tom kötü hissetti.
Dışarıda sesler duydum.
Yüksek sesli bir patlama duydum.
Aniden bir feryat duydum.
Tom'u mutfakta duydum.
Tom'un piyanoyu çaldığını duydum.
Kısa bir sessizlikten sonra bağırdığını duydum:
Bu yüzden, daha fazla yardım için bir şey yapmaya mecburdum.
Acıktım.
Adımın çağrıldığını duydum.
Onun, odasında şarkı söylediğini duydum.
Ben çok gururlu hissettim..
Özel hissettim.
Tom'un Mary'yle tartıştığını duydum.
Tom'un incitildiğini duydum.
Telefonda Ryo'nun sesini duyunca heyecandan dilim tutuldu.
Birinin kapıyı açtığını duydum.
- Midemde şiddetli bir ağrı hissettim.
- Karnıma şiddetli bir ağrı girdi.
Onun burnunu çektiğini duydum.
Onun hakkındaki haberi duydum.
Onun hakkındaki haberi duydum.
Tom'un öldürüldüğünü duydum.
- Onun derste horladığını işittim.
- Onu derste horlarken duydum.
Okul zilinin çaldığını duydum.
Birinin adımı bağırdığını duydum.
Sokakta birinin bana seslendiğini duydum.
Tom için kötü hissettim.
Kendimi biraz suçlu hissettim.
Karanlıkta iki kez adımın söylendiğini duydum.
Ben onun onunla tartıştığını duydum.