Examples of using "Sentita" in a sentence and their turkish translations:
Onu duydun değil mi?
Onu duymadın mı?
Biz onun çığlık attığını duyduk.
Onu duymadım bile.
Onun şarkı söylediğini duydum.
Onu duydum.
...karşılık buluyor.
Onu duyduk.
Onun onunla tartıştığını duydum.
Onlar onu duydular.
Onu duydum.
Biz onu duyduk.
- Beni duydun mu?
- Duydun mu beni?
Bunu nereden duydun?
Beni işittin.
Ben onun şikayet ettiğini hiç duymadım.
Onu daha önce duydum.
Hiç duydunuz mu bilmiyorum.
Onun mutfaktan seslendiğini duydum.
Onu Fransızca konuşurken duydum.
Hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim. Hiç böyle kaybolmuş hissetmemiştim.
Seni duydum.
Duyulmak istiyorum.
Durup ormanla bütünleştim
Aklıma gelmişken, o zamandan beri ondan haber aldın mı?
Bir haftadır ondan haber almadım.
Onun çığlığını duydum.
Onun girdiğini duydum.
Tom onu duydu.
Mary onu işitti.
O kötü hissetti.
Onu sen de mi duydun?
O seni duydu.
O seni duydu.
Hiç onun konuşmasını duydun mu?
Onu duyamadım.
Dışlanmış hissettim.
Daha iyi hissettim.
Belki beni duymadın.
Biri beni duydu mu?
Onun başkaları hakkında kötü konuştuğunu hiç duymadım.
O onu duydu.
O onu duydu.
Bu gece iyi hissettim.
Çığlık attığını duydum.
Mary seni duydu.
Ben güvenli hissediyordum.
Oldukça yalnız hissettim.
John'dan başka hiç kimse onu duymadı.
Bugün iyi hissettim.
Onun, odasında şarkı söylediğini duydum.
Özel hissettim.
Ben iyi hissediyordum.
Önemsendiğimi ve sevildiğimi farkettim.
ve hikâyemin başka biri tarafından okunduğu ve duyulduğu dünyalar,
- O, haberi duyduktan sonra mutluluktan havalara uçtu.
- Tom haberi duyduktan sonra çok mutluydu.
Böyle bir aptal gibi hissediyordum.
Hiç daha iyi hissetmedim.
Ben sensiz kaybolmuş hissettim.
Onu duymamış gibi davranalım.
Kendimi yardım etmek zorunda hissettim.
Kendimi hiç bu kadar aptal hissetmedim.
Senin kapıyı vurduğunu duymadım.
Geldiğini duymadım.
İçeri girdiğini duymadım.
Ama gerçekte, iyi olmaktan hiç bu kadar uzak olmamıştım.
Mary dışlanmış hissetti.
Onun bir Amerikan vatandaşı kadar akıcı bir biçimde İngilizce konuştuğunu duydum.
Hiç bu kadar sevildiğimi hissetmemiştim.
Ben bu kadar canlı hissetmemiştim.
Ben onsuz kaybolmuş hissettim.
Ben onsuz kaybolmuş hissettim.
Ben kötü hissetmiyordum.
Onu ilk kez duydum.
Ben şaşırdım ve kendimi aptal hissettim.
Kendimi kullanılmış hissettim.
O beni duymamış gibi davrandı.
Bütün gün hüzünlü hissediyordum.
Seni ilk defa duydum.
Onun şikayet ettiğini hiç duymadım.
Senin Fransızca konuştuğunu duydum.
Hıçkırarak ağladığını duydum.
İçeri girdiğini duydum.
Seni duyduğumu düşündüm.
Tom için kötü hissettim.
Kendimi biraz suçlu hissettim.
Oldukça şanslı hissettim.
Böyle konuştuğunu hiç duymadım.
Dışlandığını hissettin.
Bu olduğunda nasıl hissettin?
Ben ihanete uğramış hissettim.
Depresyona girmiş hissettim.
- Hayatımda hiç daha iyi hissetmedim.
- Hayatımda daha iyi hissetmedim.
Babamın şirketinde her zaman huzursuz hissettim.
Ondan henüz haber almadım.
Babamın şirketinde asla rahat hissetmedim.
Ben çok gururlu hissettim..