Examples of using "Restano" in a sentence and their turkish translations:
Onlar kalıyor.
çok zor seçimler yapmak zorundasınız:
- Kalan üç ayın var.
- Üç ayın kaldı.
Kalan sadece üç gün var.
Senin on üç dakikan kaldı.
Kaç saat kaldı?
Ne kadar bal kaldı?
Vahşi doğada sadece 14.000 pars kaldı.
Kendi aklımızda sıkışıp kalırız.
- Yalnızca üç haftamız kaldı.
- Sadece kalan üç haftamız var.
- Sadece üç haftamız var.
Herkes soluyarak konuşuyor.
Üç günümüz kaldı.
Ne kadar paramız kaldı?
Tom ve Mary kalıyorlar.
On saniye ömrün kaldı.
Yüzlerce minik bahçıvan... ...geceleri uyumayıp...
onları hayatta tutan tek şey yüksek dozda verilen antibiyotikler.
İz süren biri için ağaçlar bu yüzden iyidir. Çünkü genelde işaret barındırırlar.
Hâlâ yapılacak çok şey var.
Bu şeyler hep aynı kalır.
Biraz para kaldı.
Şimdi yardım çağırmak ve hastaneye gitmek için sadece 30 dakikamız var.
Şimdi yardım çağırmak ve hastaneye gitmek için sadece 30 dakikamız var.
Söz uçar, yazı kalır.
insan beyni hakkında öğrenilecek hala pek çok şey vardır.
Para bir sorun olarak kalır.
- Hâlâ yapılacak çok iş var.
- Daha yapılacak çok iş var.
- Hâlâ yapılacak çok şey var.
- Hâlâ yapacak çok iş var.
- Yapacak hâlâ birçok şey var.