Examples of using "Raro" in a sentence and their turkish translations:
Sana çok nadir bulunan bir şey vermek istiyorum.
Gerçekten nadir.
- Bu çok nadir bir örnektir.
- Bu, çok nadir bir numunedir.
Bunun çok nadir olduğunu düşünüyorum.
Onun sinirlenmesi nadirdir.
Benim için bu nadir kitabı bulabilir misin?
Bu son derece nadir.
Bu çok nadir.
Bu çok nadir bir durumdur.
Ay tutulması ender bir olaydır.
Bu element yeryüzünde nadirdir.
nadir bir ahşaptan elle oyulmuş,
Biz burada nadiren kar görürüz.
Bu çok, çok nadir bir sorun.
Bu kadar küçük puma yavruları nadiren görülür.
İki ahtapotun birbirine yakın durması çok nadirdir.
Aradığım nadir bir kitabı buldum.
O mağazada nadir bir pul buldum.
O çok nadir.
ama böyle şeyler buralarda nadir görülmez.
ama böyle şeyler buralarda nadir görülmez.
Ya hiç görülmemiş ya da nadiren şahit olunan bir şey.
Ülkemizde ismim çok nadirdir.
Bu nadir pulu bulmak zordur.
Karın iki metre altında kalmış bir leşin kokusunu alacak kadar. Volverinlere çok nadir rastlanır.
Her nadir şey pahalıdır, ayrıca ucuz bir at enderdir, bu nedenle ucuz at pahalıdır.