Examples of using "Provocare" in a sentence and their turkish translations:
Tom'u kışkırtmak için bir şey yapma.
bir Rus saldırısını kışkırttığı göründüğünde
Bu şey derime nüfuz ederse su toplamasına neden olabilir. Ellerinizi kanatabilir
O eşek arısını tahrik etme.
Beni kışkırtma.