Translation of "Progressi" in Turkish

- Sta facendo progressi.
- Stai facendo progressi.
- State facendo progressi.

Sen ilerleme kaydediyorsun

- Hanno fatto dei progressi?
- Loro hanno fatto dei progressi?
- Hanno fatto progressi?
- Loro hanno fatto progressi?

Onlar ilerleme kaydettiler mi?

- Valuta i tuoi progressi.
- Valutate i vostri progressi.
- Valuti i suoi progressi.

İlerlemenizi değerlendirin.

- Sta facendo progressi.
- Lei sta facendo progressi.

O ilerleme gösteriyor.

- Sto facendo progressi.
- Sto facendo dei progressi.

Gelişme kaydediyorum.

- Stiamo facendo progressi.
- Noi stiamo facendo progressi.

- Biz ilerleme kaydediyoruz.
- Biz ilerleme gösteriyoruz.

- Stiamo facendo buoni progressi.
- Noi stiamo facendo buoni progressi.

Biz iyi bir ilerleme yapıyoruz.

- Non stiamo facendo progressi.
- Noi non stiamo facendo progressi.

Biz ilerlemiyoruz.

Di fare progressi.

yalnızca sivil nüfusu kazanarak olduğunu fark etti

- Sono soddisfatto dei suoi progressi.
- Sono soddisfatta dei suoi progressi.

Onun ilerlemesinden memnunum.

I progressi erano lenti.

İlerleme yavaştı.

Non abbiamo fatto progressi.

- Gelişim göstermedik.
- Gelişme kaydetmedik.

- Sta facendo grossi progressi in inglese.
- Lui sta facendo grossi progressi in inglese.
- Sta facendo dei grossi progressi in inglese.
- Lui sta facendo dei grossi progressi in inglese.

- İngilizcede büyük ilerleme yapıyor.
- İngilizcede büyük ilerleme kaydediyor.

- Ha fatto notevoli progressi in inglese.
- Lui ha fatto notevoli progressi in inglese.

İngilizcede kayda değer bir gelişme yaptı.

- Tom sta facendo progressi in francese.
- Tom sta facendo dei progressi in francese.

Tom Fransızcada ilerliyor.

- Penso che Tom stia facendo progressi.
- Io penso che Tom stia facendo progressi.

Tom'un ilerlediğini düşünüyorum.

- Sembra che io stia facendo progressi.
- Sembra che io stia facendo dei progressi.

İlerleme kaydediyor gibi görünüyorum.

Sulla carta ovviamente facevo progressi:

Kağıt üzerinde daha iyiydim tabii ki:

Tom non sta facendo progressi.

Tom gelişmiyor.

Sono stati fatti dei progressi.

İlerleme kaydedilmedi.

Abbiamo fatto molti progressi oggi.

Bugün çok ilerleme yaptık.

Tom sta facendo progressi, vero?

Tom ilerleme kaydediyor, değil mi?

- Sta facendo progressi con il suo inglese.
- Lei sta facendo progressi con il suo inglese.

İngilizcesinde ilerleme kaydediyor.

- Tom sta facendo progressi.
- Tom avanza.

Tom ilerleme kaydetmektedir.

Tom non ha fatto molti progressi.

- Tom pek ilerleme kaydedemedi.
- Tom yerinde saydı.

I computer hanno fatto rapidi progressi.

Bilgisayarlar hızla gelişti.

Tom sta facendo dei buoni progressi.

Tom iyi ilerleme kaydediyor.

- Gli studenti stanno facendo buoni progressi in inglese.
- Gli studenti stanno facendo dei buoni progressi in inglese.

Öğrenciler İngilizcede iyi ilerleme yapıyorlar.

Ha fatto dei rapidi progressi in inglese.

O, İngilizcede hızlı bir gelişme yaptı.

Sembra che Tom stia facendo dei progressi.

Tom ilerliyor gibi görünüyor.

Tom sta facendo grandi progressi in francese.

Tom Fransızcada büyük gelişme sağlıyor.

Tom sta facendo un po' di progressi.

Tom biraz ilerleme kaydediyor.

- La nave ha fatto lenti progressi contro il forte vento.
- La nave fece lenti progressi contro il forte vento.

Gemi güçlü rüzgara karşı yavaş ilerledi.

Per chiunque pensasse che si potessero fare progressi

güçlendirilen halk güvenliğini sağlamada

Elaborando segnali su misura che visualizzano i nostri progressi.

ilerlememizi görselleştiren sinyalleri uyarlayarak değiştirebiliriz.

L'informatica ha fatto dei rapidi progressi nel nostro paese.

- Bilgisayar bilimi ülkemizde hızlı bir ilerleme kaydetti.
- Bilgisayar bilimi ülkemizde hızlı bir ilerleme yaptı.

Lui ha fatto buoni progressi nel manovrare questa macchina.

O, bu makineyi kullanmada iyi ilerleme kaydetti.

I recenti progressi nel campo della medicina sono degni di nota.

Tıptaki son gelişmeler dikkat çekicidir.

Per continuare a fare il tipo di progressi a cui ci siamo abituati.

alıştığımız ilerlemeyi devam ettirebileceğimiz bir bakış açısı.