Examples of using "Polvere" in a sentence and their turkish translations:
Onun, ev tozuna alerjisi var.
Araba toz bulutu kaldırdı.
Bu, toz kaldırır.
- Sıra tozla kaplı.
- Masa tozla kaplı.
Evet, bu barut.
Tom'un toza alerjisi var.
Tavan arasında çok toz var
Tablo tozla kaplıydı.
Pudra suda çözünür.
Kitaplar tozla kaplı.
- Tom'un ev tozu alerjisi var.
- Tom'un ev tozuna karşı alerjisi vardır.
- Tom'da ev tozu alerjisi var.
Barut çok dikkatli şekilde işlenmeli.
yıldızlar arası toz bulutlarında karmaşık organik moleküller,
Gözlerimden birine toz girdi.
Tom toz kaplı ön cama adını yazdı.
Kapıyı barutla patlatmak mı istiyorsunuz?
Tebeşirden nefret ederim. Elinde toz bırakır.
insan olarak değerli olmadığımızı
Meşaleye dikkat etsem iyi olur. İçinde barut olabilir.
Sahara dünyada en büyük toz kaynağı.
Biraz barut kullanıp kapıyı patlatmadığım sürece tabii.
Patlamaları hep sevmişimdir. Ama barutun tehlikesi de yok değil.