Examples of using "Minuti" in a sentence and their turkish translations:
- Sadece on beş dakika.
- Yalnızca on beş dakika.
Bana iki dakika ver.
Bize üç dakika verin.
Senin on üç dakikan kaldı.
Sadece otuz dakikamız var.
30 dakikamız var.
Yirmi dakika içinde tekrar arayacağım.
30 dakikaya ihtiyacım var.
Bana beş dakika daha verin.
- Lütfen beş dakika bekle.
- Lütfen beş dakika bekleyin.
48 saati dakikaya dönüştürürseniz, kaç dakika yapar?
- Lütfen yarım saat bekle.
- Lütfen otuz dakika bekleyin.
- Seni beş dakika içinde arayacağım.
- Seni beş dakikaya tekrar arayacağım.
On dakika içinde onlarla buluşuyorum.
Her otuz dakikada tıraş olur musun?
10 dakika içinde döneceğim.
Seni yirmi dakika içerisinde geri arayabilir miyim?
- On dakika içinde ayrılıyorum.
- On dakika içinde gidiyorum.
- On dakika içinde yola çıkıyorum.
Beş dakika daha bekleyeceğim.
On dakika bekledin.
30 dakikada vardım.
Tutulma yedi dakika sürdü.
O otuz dakika sürdü.
Benim yalnızca birkaç dakikam var.
Biz otuz dakika konuştuk.
O, on dakika içerisinde geri gelecek.
Film 85 dakika sürdü.
Otuz dakika içerisinde orada olacağız.
On dakika içerisinde işim bitecek.
ve 15 dakikalık yaptığı konuşmanın ardından
Otobüs, beş dakika içinde ayrılacak.
O, on dakika önce başladı.
O dakika içinde onunla buluşuyorum.
Üç dakika boyunca su altındaydı.
On beş dakika sonra sıkıldı.
Otobüs beş dakika içinde burada olacak.
O, on dakika önce gitti.
Beş dakikaya daha ihtiyacım var.
Film beş dakika içinde başlıyor.
Otuz dakika geç kaldın.
- On dakika daha bekler misin?
- Bir on dakka daha bekleyebilir misin?
- Bir on dakika daha bekleyebilir misin?
On dakika onu beklemek zorunda kaldık.
Kırk dakika önce sipariş verdik.
Sadece 30 dakika boşa harcadık.
Otuz dakika içinde orada olacağım.
- Konuşma otuz dakika sürdü.
- Konuşma yarım saat sürdü.
Onlar on dakika içinde burada olur.
Tom otuz dakika bekledi.
Yaklaşık otuz dakika içinde orada olacağım.
Beş dakika daha bekleyelim.
Bir saatte altmış dakika vardır.
On dakika daha uyuyayım.
Bir taksi tut. 5 dakika içinde gelecek.
Beş dakika içinde geri döneceğim.
Beş dakikadır uzaktaydım.
Film otuz dakika içinde başlıyor.
Otuz dakika içinde görüşürüz.
Tom'un onu yapmak için üç dakikası var.
30 dakika içinde orada olabilirim.
Otuz dakika içinde orada olabilirim.
10 dakika içinde döneceğim.
O, birkaç dakika içinde dönecek.
O, birkaç dakika içinde dönecek.
On dakika içinde orada olabilirim.
Programın üç dakika gerisindeyiz.
Tom üç dakika sonra sıkıldı.
Kalabalık birkaç dakika alkışladı.
(MS) Tartışmak için iki dakika.
Otobüs on dakika içinde gelecektir.
Beş dakikadır buradayım.
Seni yirmi dakika içerisinde geri arayabilir miyim?
On dakika bekledim.
On dakika içinde dışarı çıkacağım.
Beş dakika içinde orada olacağım.
Uçak on dakika içinde hareket eder.
Biz birkaç dakikadır buradayız.
Yalnızca on dakika daha bekleyemez misin?
Ben de yaklaşık on dakika içinde geleceğim.
On dakika içinde benimle kafeteryada buluşabilir misin?
Pizza beş dakika içinde burada olacak.
Bir sonraki ders beş dakika içinde başlayacak.
- Sadece beş dakika gecikmiştim.
- Yalnızca 5 dk. geç kalmıştım.
Onu on dakikadan daha az süre içinde yapabilirim.
Saatiniz on dakika geri.
Sana bu problemi çözmen için beş dakika veriyorum.
Tom beş dakika boyunca hareketsiz kalabilir misin?
Otuz dakikadan daha fazla beklemeyeceğim.
Tom üç dakika erken geldi.
Tren 30 dakika gecikiyor.
Saate göre sadece 3 dk kalmış,
ve ardından 90 dakika boyunca yoga yapıyorum.
Her on beş dakikada bir otobüs vardır.
Şu trenler her üç dakikada bir çalışırlar.
O, on dakika önce buraya geldi.
O, patlamadan on dakika sonra geri geldi.
Her otuz dakikada doğum sancım var.
Ben 10 dakika önce kalktım.
Saat on dakika geri kalmış.