Examples of using "Trenta" in a sentence and their turkish translations:
30 mu dedin?
- Otuz mesajınız var.
- Otuz mesajın var.
- Otuz saniyen var.
- Otuz saniyeniz var.
Otuz şınav çektim.
Senin on üç dakikan kaldı.
Bana otuz dolar borçlusun.
Otuza kadar say.
Sadece otuz dakikamız var.
Sana otuz dolar borçluyum.
Bana otuz dolar ödünç verebilir miydin?
30 dakikamız var.
- Lütfen yarım saat bekle.
- Lütfen otuz dakika bekleyin.
Bana otuz dolar daha borçlusun.
Her otuz dakikada tıraş olur musun?
Tom otuz pound kaybetti.
Tom 30 sayı attı.
O otuz dakika sürdü.
Ona otuz dolar borçluyum.
Ona otuz dolar borçluyum.
Tom, 30 kilogram verdi.
Biz otuz dakika konuştuk.
Bunun için otuz dolar ödeyeceğim.
Otuz dakika içerisinde orada olacağız.
Bu, otuz avroya mal olacak.
Bunun maliyeti 30 Avro.
30 tanık vardı.
Sana onun için otuz dolar vereceğim.
Bu otuz milyon dolara mal oldu.
Tom'a otuz dolar verdim.
Otuz dakika geç kaldın.
Sadece 30 dakika boşa harcadık.
- Konuşma otuz dakika sürdü.
- Konuşma yarım saat sürdü.
Otuz kişilik yerimiz var.
Tom otuz dakika bekledi.
- Sana otuz dolar vereceğim.
- Size otuz dolar vereceğim.
Otuza kadar say.
Onlara otuz dolar borçluyum.
Bu yaklaşık otuz dolara mal olacak.
Film otuz dakika içinde başlıyor.
Otuz dakika içinde görüşürüz.
Otuz dakika içinde orada olabilirim.
Köprü otuz metre genişliğindedir.
Tom masaya otuz dolar koydu.
Tom hapiste otuz gün geçirdi.
Tom Mary'ye otuz dolar ödünç verdi.
Tom'un bana otuz dolar borcu var.
O kürek otuz dolara mal oldu.
Cüzdanımda otuz dolarım var.
Tom'a otuz dolar borçluyum.
Şimdiye kadar otuz bilet sattım.
Muhtemelen yaklaşık otuz kilogram ağırlığında.
- 30 kişi kurtulan vardı.
- Kurtulan 30 kişi vardı.
Tom saatte otuz dolar kazanmaktadır.
Kulübün otuz üyesi vardır.
Dernekte 30 üye var.
Termometre otuz derece olduğunu söylüyor.
Bunu bitirmek için bana otuz gün verdin.
Otuz dakikadan daha fazla beklemeyeceğim.
Tom otuz kerenin üzerinde bıçaklandı.
Her otuz dakikada doğum sancım var.
En az otuz öğrenci yoktu.
Bu otobüs 30 kişi taşıyabilir.
Tom otuz kez bıçaklandı.
Tom otuza merdiven dayıyor.
Tom otuz dakika önce buradaydı.
Ben sadece onlara otuz dolar verdim.
Ona az önce otuz dolar verdim.
Az önce ona otuz dolar verdim.
Tom Mary'ye otuz dolar borçlu.
Tom yaklaşık otuz lira kaybetti.
Müzeye giriş otuz dolardır.
Bu otuz dolardan daha fazlaya mal olacak.
Orada toplam otuz kişi vardı.
Tom'a otuz dakika içinde orada olacağımızı söyle.
Otuz saniye ile treni kaçırdım.
Biz hâlâ otuz dakika uzaktayız.
Bu otuz kişilik bir yolcu otobüsü.
Sıcaklık gölgede 30 dereceyi geçiyor.
Onu saat 2.30'dan önce yapmak zorundaydım.
Tom'un otuz dakika önce burada olması gerekiyordu.
Tom, otuzdan fazla kitap yazdı.
Tom bize otuz dolar ödemeyi kabul etti
Bu kitap bana 30 dolara mal oldu.
Bu kitap için otuz dolar ödedim.
Tom'a sadece otuz dolar verdim.
30 dakikaya ihtiyacım var.
Tom 30 gram kokain taşıdığı için tutuklandı.
Aşırı hızdan otuz dolarlık cezaya çarptırıldım.
Otuz dakikadan daha az bir sürede oraya varabilirsiniz.
"Saat kaç?" "On otuz."
Tom otuz dakika şekerleme yaptı.
Tren her otuz dakikada bir çalışır.
30 dolara bir kamera satın aldım.
Sınıfımızda en az otuz öğrenci var.
Tom her zaman saat 6.30'da kalkar.
Sanırım otuz dakika daha beklesek iyi olur.
Bu €30'a mal olacak.