Translation of "Gusto" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Gusto" in a sentence and their turkish translations:

Non hai gusto.

Damak tadın yok.

Ha buon gusto.

Onun iyi bir damak zevki var.

Il gusto è buono!

Gerçi tadında sorun yok!

Ha un gusto dolce.

Tatlı bir tadı vardı.

Tom ha buon gusto.

Tom'un iyi zevki var.

Tom ha un gusto eccellente.

Tom'un mükemmel bir damak tadı var.

- Qual è il tuo gusto di gelato preferito?
- Qual è il suo gusto di gelato preferito?
- Qual è il vostro gusto di gelato preferito?

Favori dondurma çeşnin nedir?

Cercare piacere nel gusto del cibo,

Lezzetli şeyler yerken olduğu gibi, haz aramak

Tom ha buon gusto per l'arte.

Tom sanat konusunda çok zevkli.

È una questione di gusto personale.

Bu kişisel zevkinizle ilgili bir soru.

Questa medicina ha un gusto amaro.

- Bu ilaç acı.
- Bu ilacın tadı acı.

La medicina ha un gusto amaro.

Bu ilaç acı.

- Non mi piace il tuo gusto per i colori.
- A me non piace il tuo gusto per i colori.
- Non mi piace il suo gusto per i colori.
- A me non piace il suo gusto per i colori.
- Non mi piace il vostro gusto per i colori.
- A me non piace il vostro gusto per i colori.

Senin renk zevkinden hoşlanmıyorum.

A parte per il gusto di farlo,

Tüm saçmalıklar ve gülüşmeleri çıkarırsak

Questo piatto ha un miglior gusto dell'altro.

Bu yemek, ondan daha lezzetlidir.

Litiga solo per il gusto di litigare.

O sadece tartışmış olmak için tartışır.

Il suo vestito non è di mio gusto.

Onun elbisesi benim zevkime göre değil.

Tom litiga solo per il gusto di farlo.

- Tom sırf tartışma olsun diye tartışıyor.
- Tom sadece tartışmış olmak için tartışıyor.
- Tom sadece gıcıklık olsun diye tartışıyor.

Questo ha un gusto piuttosto gradevole per me.

Bu bana oldukça hoş geliyor.

Tom ha sviluppato un gusto per il vino francese.

Tom Fransız şarabı için bir tat geliştirdi.

La scelta è spesso di gusto, moda e / o costo.

Kulelerin seçimi genellikle zevk, moda veya maliyete bağlıdır.

- Il sapore è proprio perfetto.
- Il gusto è proprio perfetto.

Onun tadı mükemmel.

- Mi piace il gusto dell'anguria.
- Adoro il sapore del cocomero.

Karpuzun tadını severim.

- È una questione di gusto.
- È una questione di sapore.

- Bu bir tat meselesi.
- Zevk meselesi.

Che hanno un gusto più dolce e sono più facile da usare

Nikotin tuzunun tadı daha yumuşak, kullanımı çok daha kolay

È un gusto talmente orribile che non può essere descritto a parole,

O kadar kötü bir tat ki kelimelerle tarif edilemez

- La medicina ha un gusto amaro.
- La medicina ha un sapore amaro.

İlacın tadı acı.

- Questa medicina ha un gusto orribile.
- Questa medicina ha un sapore orribile.

- Bu ilaç çok kötü tadıyor.
- Bu ilacın tadı çok kötü.

- Questa mela è molto amara.
- Questa mela ha un gusto molto amaro.

Bu elmanın çok ekşi tadı var.

- Questa mela ha un gusto amaro.
- Questa mela ha un sapore amaro.

Bu elmanın tadı ekşi.

Non vi sto spiegando come vincere le discussioni solo per il gusto di farlo.

Sırf kazanmış olmak için bir tartışmayı nasıl kazanacağınızdan bahsetmiyorum.