Translation of "Greco" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Greco" in a sentence and their turkish translations:

- Sembra un dio greco.
- Lui sembra un dio greco.

O Yunanlı bir Tanrıya benziyor.

Tom è greco.

Tom Yunandır.

Parlate il greco?

Yunanca konuşuyor musunuz?

Parli il greco?

Yunanca konuşuyor musunuz?

- Il greco è difficile da imparare.
- È difficile imparare il greco.

Yunanca öğrenmek zordur.

- Voglio migliorare il mio greco.
- Io voglio migliorare il mio greco.

Yunancamı geliştirmek istiyorum.

Non so il greco.

Yunanca bilmiyorum.

È un nome greco.

Bu bir Yunanlı ismi.

- Mi piace mangiare il cibo greco.
- A me piace mangiare il cibo greco.

Yunan yemeklerini yemekten hoşlanırım.

In greco, "beautiful" è "kalos".

Yunanca'da ise "güzel", "kalos" demektir.

È difficile imparare il greco?

Yunanca öğrenmek zor mu?

Jørgen sta imparando il greco.

Yörgen Yunanca öğreniyor.

Questa parola viene dal greco.

Bu kelime Yunancadan geliyor.

Emily vuole imparare il greco.

Emily Yunanca öğrenmek istiyor.

Questa parola deriva dal greco.

Bu kelime Yunancadan türetilmiştir.

Linda sta studiando il greco.

Linda Yunanca öğreniyor.

Achille era un antico eroe greco.

Achilles antik bir Yunan kahramanıydı.

Cipro si chiama "Kypros" in greco.

Kıbrıs'a Yunancada "Kypros" denir.

Non sono né ateniese né greco.

Ne Atinalı ne de bir Yunanım.

Il greco è una lingua difficile.

Yunanca zor bir dildir.

Il greco è difficile da imparare.

Yunanca öğrenmek zordur.

Questi termini tecnici provengono dal greco.

Bu teknik terimler Yunancadan türetilmiştir

Omero è un poeta epico greco.

Homeros, Grek epik ozanıdır.

La Grecia si chiama "Hellas" in greco.

Yunancada Yunanistan'a "Hellas" denir.

Il greco non è una lingua facile.

Yunanca kolay bir dil değildir.

Chi è nato in Grecia, è greco.

Yunanistan'da doğan Yunandır.

- Non sono né ateniese né greco, ma un cittadino del mondo.
- Io non sono né ateniese né greco, ma un cittadino del mondo.

Ben Atinalı veya Yunan değilim, yalnızca dünya vatandaşıyım.

Parli il greco? - Non ancora, è la mia prima lezione!

Yunan konuşuyor musun? - Henüz değil, bu benim ilk dersim!

- Il greco e il latino sono lingue utili, ecco perché le studio.
- Il greco e il latino sono delle lingue utili, ecco perché le studio.

Yunanca ve Latince kullanışlı dillerdir. Bu nedenle onları öğreniyorum.

Il dipinto di El Greco, La Purificazione del Tempio,

El Greco'nun bu resmi, ''Tapınağın Saflaştırılması'',

In quest'ultimo mese ho mangiato cibo cinese, francese, italiano, greco, ungherese e messicano.

Son bir ay içinde Çin,Fransız,İtalyan,Yunan,Macar ve Meksika yemeklerini yedim.

Nelle lingue europee ci sono molte parole che derivano dal latino e dal greco.

Avrupa dillerinde Latince ve Yunanca'dan birçok kelime var.

Celebriamo il 28 novembre come il Tatoeba day perché è il giorno in cui sono stati aggiunti turco, esperanto e greco.

28 Kasım'ı Tatoeba günü olarak kutlarız çünkü o gün Türkçe, Esperanto ve Yunancanın eklendiği gündür.

Un inglese, uno scozzese, un irlandese, un gallese, un gurkha, un lettone, un turco, un australiano, un tedesco, un americano, un egiziano, un giapponese, un messicano, uno spagnolo, un russo, un polacco, un lituano, un giordano, un neozelandese, uno svedese, un finlandese, un israelita, un rumeno, un bulgaro, un serbo, uno svizzero, un greco, un singaporiano, un italiano, un norvegese, un argentino, un libico e un sudafricano andarono in un locale notturno. Il buttafuori disse: "Mi dispiace, non posso farvi entrare senza un tailandese."

Bir İngiliz, İskoç, İrlandalı, Galli, Gurka, Leton, Türk, Avustralyalı, Alman, Amerikalı, Mısırlı, Japon, Meksikalı, İspanyol, Rus, Leh, Litvan, Ürdünlü, Yeni Zelandalı, İsveçli, Fin, İsrailli, Rumen, Bulgar, Sırp, İsviçreli, Yunan, Singapurlu, İtalyan, Norveçli, Arjantinli, Libyalı ve Güney Afrikalı bir gece kulübüne gitmişler. Kulüp fedaisi de “Üzgünüm, bir Taylandlı olmadan içeri girmenize izin veremem.” demiş.