Examples of using "Fortunato" in a sentence and their turkish translations:
O şanslıydı.
O adam şanslı doğdu.
- Tom şanslı idi.
- Tom şanslıydı.
Şanslısın, Tom.
O şanslıydı.
Tom gerçekten şanslı.
Sen şanslı bir adamsın.
Ben şanslı bir adamım.
Ben çok şanslı bir adamım.
Sen çok şanslı bir adamsın.
Tom şanslıdır.
Tom şanslı görünüyor.
Ben bugün şanslıyım.
Ben şanslıyım.
Kendini şanslı düşün.
Tom gerçekten şanslı, değil mi?
Bugün senin şanslı günün.
Senin şanslı sayın nedir?
O çok şanslı bir adam.
Tom'un şanslı olduğunu düşünüyorum.
Tom şanslı olduğunu söyledi.
Tom şanslı olduğundan emin.
Tom şanslı hissetti.
Tom şanslıydı.
Tom şanslı, değil mi?
Tom çok şanslı.
Tom son derece şanslı.
Tom şanslı doğdu.
Tom şanslı görünüyor.
Ben sadece şanslıyım.
Tom kendini şanslı kabul eder.
Tom başlangıçta şanslıydı.
Belki Tom şanslıydı.
Sen çok, çok şanslısın.
Tom daha az şanslıydı.
Tom çok şanslıydı.
- Tom çok şanslı.
- Tom çok ballı.
Tom tek kelimeyle şanslıydı.
Tom tek kelimeyle şanslı.
Sen şanslı mısın?
- Gerçekten şanslıyım.
- Gerçekten çok şanslıyım.
Siz şanslısınız.
Ben dünyadaki en şanslı adamım.
Tom şanslı olmadığını söyledi.
Dünyadaki en şanslı adamım.
O şanslıydı ve yarışmayı kazandı.
Şanslıydın.
Tom iş bulduğu için şanslıydı.
Tom şanslı bir piç.
Tom çok şanslı değildir.
Tom nasıl bu kadar şanslı çıktı?
Tom şanslı bir genç adam.
Tom çok şanslı değildi.
Tom çok, çok şanslı.
- Sami kendisini hâlâ şanslı sayıyor.
- Sami hâlâ kendisini şanslı kabul ediyor.
Tom çok, çok şanslıydı.
Tom çok şanslı, değil mi?
Tom çok şanslı, değil mi?
Ben çok şanslıyım.
Kendimi şanslı kabul ediyorum.
Şanslı hissediyorum.
Sadece şanslıyım.
Ben oldukça şanslıydım.
Tom, hayatta olmak için kesinlikle şanslı.
Bir aktör olarak gerçekten kutsanmışım.
Şanslısınız. Uçak zamanında geldi.
Yedi şanslı bir sayıdır.
Ne kadar şanslıyım!
Tom hayatta olduğu için şanslı.
Kumarda kazanan aşkta kaybeder.
Umarım Tom ne kadar şanslı olduğunu bilir.
Tom çok şanslı değildi.
Şanslı mavi kasketim nerede?
Tom ne kadar şanslı olduğunu bilmiyordu.
Oldukça şanslıyım.
Tom şanslıydı.
Tom çok şanslı bir adam.
Tom hayatta kaldığı için şanslı.
Tom çok şanslı bir genç adam.
Tom şanslı bir adam, değil mi?
- İnanılmaz şanslıyım.
- Acayip şanslıyım.
Birden şanslı oldum.
Tom, Mary burada olmadığı için şanslı.
Gerçekten şanslıydın.
Şanslıydı ve yarışı kazandı.
- O, anahtarlarını bulduğu için şanslıydı.
- Şansına anahtarlarını bulmuştu.
O böyle bir karısı olduğu için şanslı.
Ne kadar şanslısın!
Böyle arkadaşlarınız olduğu için çok şanslısınız.
Bugün şanslı günüm değil!
Tom hâlâ hayatta olduğu için şanslı.
Tom her zaman şanslı olduğunu söyledi.
Üç benim şanslı sayım.