Examples of using "Farvi" in a sentence and their turkish translations:
anlamanızı kolaylaştırayım.
Hepinize bir soru sormak istiyorum:
Tom seninle konuşmak istedi.
Sizi bu kadar çok güldürecek ne oldu?
Akciğerin genel yapısını hatırlatmak amacıyla,
Sizi ziyaret etmek istiyorum.
Seni düşünceni nasıl değiştirebilirim?
Üzgünüm, seni korkutmak istemedim.
Nasıl anlamanızı sağlayabilirim?
- Sana birkaç soru sormam gerekiyor.
- Sana birkaç soru sormalıyım.
Sana birkaç soru sormam gerekiyor.
mikrobiyomunuzda biraz desteğe ihtiyacınız olduğunu söylerse?
Ben size birkaç soru sorabilir miyim?
Sana birkaç soru sormak istiyorum.
Sana bir şey göstermek zorundayım.
Yaralanabilirsin.
Sana bir soru sorabilir miyim?
Seni nasıl konuşturacağımı biliyorum.
- Sizi endişelendirmek istemiyorum.
- Seni endişelendirmek istemiyorum.
Sana bazı sorular sormalıyım.
Sana zarar vermek istemiyorum.
Gözlerini kontrol ettirmelisin.
Size kişisel bir soru sorabilir miyim?
Sana patavatsız bir soru sorabilir miyim?
Size birkaç soru daha sormak istiyorum.
- En azından duş almalıydın.
- Hiç olmazsa duş alabilirsin.
- Hiç değilse duş alabilirsin.
- En azından duş alabilirsin.
Neden seni incitmeliyim?
Seni güldürmeye çalışıyordum.
Sana kişisel bir soru sorabilir miyim?
İncinmekten korkar mısın?
Sana bir soru sormama izin ver.
Seni beklettiğim için gerçekten üzgünüm.
Tom seni incitemez.
- Sana iyilik yapmaya çalışıyorum.
- Size iyilik yapmaya çalışıyorum.
Duymanı istediğim bir şey var.
Yakalanmamak için dikkatli ol.
Onun sorumluluğunu yüklenmek zorunda kalmayacaksın?
Ama önce, bana nasıl davrandığını ve sana nasıl davrandığımı anlamanı istiyorum.
- Seni incitmek istemedim.
- Amacım seni incitmek değildi.
- Seni incitmek istememiştim.
Polisi aramalıyım ve seni tutuklatmalıyım.
Kendi işine bakmanı tavsiye ederim.
Seni incitmek için burada değilim.
Seni suçlu hissettirmeye çalışmıyorum.
Gitmelisin ve saçını kestirmelisin.
Kendi işine bakmayı öğrenmen gerekiyor.
Sen incinebilirsin.
Ben size birkaç soru daha sorabilir miyim?
Size böyle aptalca bir soru sorduğum için utanıyorum.
Bil diye söylüyorum, ben bir FBI ajanıyım.
Seni daha iyi hissettirmek için ne söyleyeceğimi bilmiyorum.
Bir resminizi çekebilir miyim?
Asla seni incitmeyi düşünmedim.
Sana bir soru sorabilir miyim?
Sana bir soru sormak istiyorum.
Tom'un harika bir iş yaptığını bilmeni istiyorum.
Sana göstermek istediğim bir şey var.
- Seni asla incitmek istemedim.
- Sizi asla incitmek istemedim.
Birinin size verebileceği en büyük armağan onların sevgi ve zamanlarıdır.
Sana bir soru daha sorabilir miyim?
Bir İngiliz, İskoç, İrlandalı, Galli, Gurka, Leton, Türk, Avustralyalı, Alman, Amerikalı, Mısırlı, Japon, Meksikalı, İspanyol, Rus, Leh, Litvan, Ürdünlü, Yeni Zelandalı, İsveçli, Fin, İsrailli, Rumen, Bulgar, Sırp, İsviçreli, Yunan, Singapurlu, İtalyan, Norveçli, Arjantinli, Libyalı ve Güney Afrikalı bir gece kulübüne gitmişler. Kulüp fedaisi de “Üzgünüm, bir Taylandlı olmadan içeri girmenize izin veremem.” demiş.