Examples of using "Tanto" in a sentence and their turkish translations:
O zaman zaman bana yazdı.
Onları uzun süre tanıyor musun?
Onlardan o kadar nefret ediyor musun?
O, arada bir tenis oynar.
Arada bir bizi ziyaret etmeye gelir.
O zaman zaman hâlâ bana yazıyor.
Zaman zaman balık avlamaya gideriz.
O ara sıra bizi ziyarete gelir.
Arada bir üzgün hissederim.
Ben zaman zaman kütüphaneye giderim.
Sizi çok seviyoruz.
zaman zaman kontrol edeceğim,
Evet, o zaman zaman olur.
Ben çok üzgünüm.
Arada sırada seni görüyorum.
Lütfen zaman zaman beni görmeye gel.
Zaman zaman hâlâ onu düşünüyorum.
Şimdi ne kadar çok yaparsan, yarın o kadar az yaparsın.
Çok şey yaptın.
Tom'dan o kadar çok nefret ediyor musun?
Seni çok özlüyorum.
Birbirimizi ara sıra süpermarkette görüyoruz.
Ben hâlâ zaman zaman Tom hakkında düşünürüm.
Çok fazla yemek yemedin.
Seni çok seviyorum.
Sana çok şey borçluyum.
Seni çok özleyeceğim.
Çok sigara içme.
Ondan bu kadar nefret ediyor musun?
Ondan bu kadar çok mu nefret ediyorsun?
Senden çok nefret ediyorum.
Neden bu kadar çok içiyorsun?
Ara sıra beni görmek için gel.
Lütfen ara sıra bana yazınız.
Ben onu çok biliyorum.
Ara sıra okula gitmem.
Tom zaman zaman Mary'yi rüyasında görüyor.
Sami zaman zaman tütün çiğniyordu.
Bu kadar çok şikayet etme.
Daha iyi ya!
Ondan senin nefret ettiğin kadar çok nefret ediyorum.
Neden onlardan bu kadar nefret ediyorsun?
Onlardan senin nefret ettiğin kadar çok nefret ediyorum.
Ara sıra oğlumu görmek için gelir.
Zaman zaman Tom için biraz iş yaparım.
Ara sıra plaja gitmeyi sever.
Zaman zaman atlara binmeyi severim.
Zaman zaman hâlâ onu düşünüyorum.
Bunu çok takdir ediyorum.
Tom hâlâ zaman zaman beni arar.
Çok şey oluyor.
Tom ara sıra Boston'a gider.
Bu o kadar pahalıya mal olmadı.
Hiç bu kadar çok terledin mi?
Nasıl bu kadar çok yiyebiliyorsun?
Tom hakkında çok şey biliyorsun.
Ondan senin nefret ettiğin kadar çok nefret ediyorum.
Neden bunu o kadar çok yapmak istiyorsun?
Neden bu kadar makyaj yapıyorsun?
Bu kadar gürültü yapmayın.
Tom'dan neden bu kadar çok nefret ediyorsun?
Neden benden bu kadar çok nefret ediyorsun?
Çok fazla sigara içmemelisin.
Neden bu kadar önem veriyorsun?
Tom'dan senin kadar çok nefret ediyorum.
Neden bu kadar çok ağladın?
Bu kadar çok yiyeceği israf etmeyin.
Neden Tom'dan bu kadar hoşlanmıyorsun?
Boston'dan neden o kadar çok nefret ediyorsun?
Çok fazla zaman harcama!
O neden senden bu kadar nefret ediyor?
Neden bu kadar çok endişe ediyorsun?
Seni bu kadar sevmiyorum.
Neden bizden bu kadar nefret ediyorsun?
Neden ondan bu kadar nefret ediyorsun?
Neden ondan bu kadar çok nefret ediyorsun?
Ondan senin nefret ettiğin kadar çok nefret ediyorum.
Neden beni bu kadar çok seviyorsun?
Neden Avustralya hakkında çok şey biliyorsun?
Niçin bu kadar çok satın aldın?
Niye bu kadar terliyorsun?
- Esperantodan neden bu kadar çok nefret ediyorsun?
- Neden Esperantodan bu kadar çok nefret ediyorsun?
Mary'yi çok seviyorum.
Mary'yi çok sevdim.
Ondan çok nefret ediyorum.
Tom zaman zaman bana bir şeyler verir.
Ben çok şey öğrendim.
Hepimiz zaman zaman yardıma ihtiyaç duyarız.
Amcam ara sıra beni görmeye gelir.
O kadar fazla yemem.
Bu kadar uzun zaman beklemek istemezsiniz.
O kadar çok endişeli değilim.
Aşağıya kadar uzun bir yol var.
Kışın çok kar yağar mı?
O çok konuşur.
Çok üzgünüz.
Çok fazla şey var.
Sizi çok seviyoruz.