Examples of using "Farmi" in a sentence and their turkish translations:
Bunu bana yapamazsın.
Bana bir iyilik yapar mısın?
Bana bir misal verebilir miydiniz?
Bana sormak istediğin soru var mıydı?
Bunu benim için nasıl yapabilirsin?
Beni sarhoş etmeye mi çalışıyorsun?
Yeni arkadaşlar edinmek istiyorum.
Bana daha iyi bir fiyat verir misin?
Beni kızdırmaya mı çalışıyorsun?
Bir dövme yaptırabilir miyim?
Beni güldürme.
- Ben sakalımı tıraş edemem.
- Ben sakal tıraşı olamam.
Saçımı kestirmek istiyorum.
Dövmemi çıkartmak zorunda kaldım.
Beni korkutmaya başlıyorsun.
Bunun beni daha iyi hissettirmesi mi gerekiyor?
Saç tıraşı olmam gerekiyor.
Kendimi İngilizce olarak anlamayı zor buldum.
Bana büyük bir iyilik yapar mısın?
Bu pompayı nasıl kullanacağımı bana gösterir misiniz?
Bana nasıl böyle bir şey yapabildin?
Ben bir dövme yaptırmayı düşünüyorum.
Saçımı kestirmek istemiyorum.
Lütfen benim için yer açar mısın?
Nasıl geri öderim?
Sabrımı taşırma.
"Bana bir iyilik yapar mısın?" "Duruma göre değişir."
Duyulmak için bağırmak zorunda kaldım.
Bana bir sandviç yapar mısın?
Kanımı inceletmek istiyorum.
Saçımı kestirmekten nefret ediyorum.
Cam sileceklerimi değiştirtmek zorundayım.
Kendimi şu ağaca zincirlemek istiyorum.
Tom beni incitemez.
- Babam yurt dışına gitmemi onaylamadı.
- Babam yurt dışına gitmeme razı oldu
Eve gidip banyo olacağım.
Ben derdimi anlatamadım.
Kendimi biraz sevdirmek için bir şey.
Bana etrafı gezdirip gösterdi.
Neden biri beni incitmek ister?
Kendimi İngilizce olarak ifade edebildim.
Elim kesilmek zorunda kaldı.
Tom bana bir İskoç eteği giydirmeye çalıştı.
Saçımı kestirmeye gitmeliyim.
Bana bir iyilik yapar mısın?
Tom bana şarkı söylettiremez.
Ama bunun beni raydan çıkarmasına izin veremezdim.
Tomurcukları yememi mi seçtiniz?
Onu bir daha yakalayamayız, bunu tedavi ettirmem gerek.
ve bu nedeni görebilmemi gerçekten istediler.
Tom benim üstümden dümen çevirmeyi sever.
O, içeri girmemi açıkça reddetti.
Sabrımı taşırmayı başardın.
Kendimi Fransızca olarak ifade edemiyorum.
Duş alacağım, çünkü kokuyorum.
Kendimi Almanca olarak ifade edemiyorum.
Bana bir kopya yapabilir misin?
Kendimi İngilizce olarak anlatmamda hâlâ zorlanıyorum.
Dizim incitmeye devam ediyor.
Ama beni hasta edip etmeyeceğini bilmiyorum.
Sana bu parayı ödünç verdiğime beni pişman etme.
İngilizce olarak derdimi anlatabildim.
Yakında saçımı kestirmeye gitmek zorundayım.
Bir duş almak zorundayım.
Kendimi İngilizce ifade edemedim.
Sana zahmet, televizyonu açabilir misin?
Henüz bıyık bırakamadım.
Henüz bıyık bırakamıyorum.
Bana büyük bir iyilik yapar mısın?
Neden bana zarar vermek istiyorsun?
Yani size kötü haberler vermekten nefret ediyorum
- Ara sıra gelip beni görür.
- Arada bir beni görmeye gelir.
Tom'u bana yardım ettirmeye çalıştım fakat o istemedi.
Ama bilmediğim şey, bunlardan birinin beni hasta edip etmeyeceği.
Bunu bana yapma!
Beni mahcup etme.
Saçımı kestirmek zorundayım.
- Kendimi tekrarlatma.
- Kendimi tekrarlatma bana.
- Bana kendimi tekrarlatma.
Yaralanmaktan hoşlanmıyorum.
Beni güldürme!
Bu örümceklerden nefret ediyorum. Onlar her zaman ben temizlenirken beni çıldırtmak için oradalar.
Ama bilmediğim şey, bunlardan birinin beni hasta edip etmeyeceği.
Kim bana zarar vermek istiyor?
Hiç kimse bana zarar vermek istemiyor.
İkisinin de tadı oldukça iğrenç ama ancak biri beni hasta edebilir.
Satın almamı istediğin şey bu mu?
Gerçekten duş almalıyım.
İkisinin de tadı oldukça iğrenç, ama ancak biri beni hasta edebilir.
Bir arkadaşı ziyaret etmek için onunla birlikte trenle Milano'ya gitmemi istiyor.
Ne zaman bana sonucu bildirebilirsin?
20 dakika sonra sabrım tükendi ve duş almaya gittim.
Beni incitmek istemediğini biliyorum.
Bir duş alacağım.
Beni kızdırma.
Beni ağlatma.
Artık bana onun resmini gösterme.
Banyo yapacağım.
Bunu bana yapma! Eğlenceli değil!