Examples of using "Difficoltà" in a sentence and their turkish translations:
O birçok zorluğun üstesinden geldi.
Zorlukların üstesinden gelmelisin.
Biz birçok zorluklarla karşılaştık.
Ben çeşitli zorluklar gördüm.
Çiğneme sorunum var.
Birçok zorlukların üstesinden gelmeliyiz.
Önümüzde birçok zorluklar var.
Onlar zorlukların farkındalar.
O, zorluğun farkında mıdır?
Birçok güçlükle karşılaşıyor.
Fransızcada zorluğum var.
Mali sıkıntılar yaşıyorum.
Ben güçlük çekiyorum.
Bazı zorluklarımız olacak.
Okulu zorlanmadan buldu.
Zorlanmadan ağaca tırmandı.
Onu anlamakta zorluk çekiyorum.
Tom'un konuşma zorluğu var.
- Nefes almada zorluk çekiyorum.
- Zar zor nefes alıyorum.
Zorlukların üstesinden gelmek zorundasın.
Zorluklar olacak.
Başlangıçta büyük zorluk yaşadım.
O birkaç engelle karşı karşıya.
Sanırım zorlukların farkındasın.
Uyumakta güçlük çekiyorum.
Tom onu yaparken zorluk yaşadı.
Tom, iş bulurken zor zamanlar geçirdi.
Tüm teknolojik zorlukları aşıyor.
Bazı teknik zorluklar var.
Sık sık sıkıntıda oluyorum.
Bu zorluğun üstesinden nasıl gelebilirim?
Tom biraz zorluk yaşıyor gibi görünüyor.
Tom zorlukların farkında idi.
Savaştım.
Problemi çözmede bir zorluk çekmedi.
- Zamanımız biraz kısıtlı.
- Pek vaktimiz yok.
Ben dil öğrenmekte zorluk yaşıyorum.
Kötümser her fırsatta zorluğu görür; bir iyimser her zorlukta fırsatı görür.
Tom Mary'yi bulmakta güçlük çekiyordu.
tükeniyor olduğumu bilmesine izin verdim.
O, zorluk olmadan ağaca çıkar.
Planın birçok pratik zorlukları var.
Bazı insanlar özür dilemekte zorluk çekerler.
Almanca dilbilgisi ile ilgili sorunum var.
Pencereyi açmakta zorlandım.
Evini bulmakta zorluk çekmedim.
Onun ofisini bulmada zorluk çekmedim.
Aile, savaştan sonra zor günler geçirdi.
Diskoya girmeyi zor bulduk.
Onlar muhtemelen zorluklarla başa çıkabilecekler.
acısını çekmekte olan bu kıza yardım etmek yerine...
- Bir taksiye binme sorunum vardı.
- Taksi bulmakta zorlandım.
Birinin başını belaya sokmak istemiyorum?
Ödevimi güçlükle bitirdim.
Birçok zorluklarla karşılaştım.
Herhangi bir zorluğun üstesinden gelebileceğime eminim.
Tom'un onu yaparken hiçbir sorunu yoktu.
Tom herhangi bir zorluk olmadan işi bitirdi.
Bu problemi çözmede zorluk çektim.
Almanca dil bilgisi ile zor bir zaman yaşıyorum.
Yaşlı kadın merdivenleri güçlükle tırmandı.
Tom Fransızca öğrenmede zorlanıyor.
Bu inanılmaz zorluğu aşmıştı. Ve ben de hayatımda yaşadığım zorlukları aştığımı hissettim.
Kendimi İngilizce olarak anlatmamda hâlâ zorlanıyorum.
Eğer günümüzün mücadelesi hakkında bir hikâye anlatmak istesem
- Rusya büyük finansal zorluklarla karşılaşıyor.
- Rusya büyük finansal zorluklarla karşı karşıyadır.
Yaşlı kadın merdivenlere güçlükle tırmandı.
O her zaman sorunlarımızı hemen anladı.
Tom kararlar vermede zorluk çekiyor.
- Konser için bilet alırken zorlandım.
- Konser için bilet alırken zorluk yaşadım.
bu yüzden sonrasında kendileri ebeveyn olmada zorlanıyorlar.
Tüm engellerin üstesinden gelmeliyiz.
Onun evini bulmakta biraz zorluk çektik.
Hintliler gıda bulmakta zorlanıyorlardı.
Tom kendini Fransızca olarak ifade etmeyi zor buldu.
Tom öfkesini kontrol etmekte güçlük çekiyor.
Kimse beni yeniden girişin zorlukları hakkında uyarmadığı için
Üstelik BBC'deyken sallantıda olan bir diziydi.
Birçok büyük insan gençliklerinde zorluklardan geçmişlerdir.
Bazı çocuklar dilleri kolaylıkla öğrenir ve bazıları da zorluklarla öğrenir.
Tom sıkıntılı görünüyor.
Tom sorunlu bir çocuktu.
Kadınların veya küçük çocukların size ne dediklerini anlamakta güçlük çekiyor musunuz?
Şiddetli şişlikler ve nefes alma güçlüğü. Bir vakada ise ölümcüldü.
Çoğunlukla başım belada.
Tom sıkıntılı.
Bir sürü zorluklar yaşadığını hayal ediyorum.
Kışın sunduğu zorlukları avantaja çevirerek o uzun kuzey gecelerinin hakiki hâkimleri hâline gelmişlerdir.