Translation of "Clima" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Clima" in a sentence and their turkish translations:

- Vi abituerete al clima.
- Ti abituerai al clima.
- Si abituerà al clima.

Havaya alışacaksın.

- Io sono abituato al clima.
- Sono abituato al clima.
- Sono abituata al clima.
- Io sono abituata al clima.

Ben iklime alışığım.

- Com'è il clima nel tuo paese?
- Com'è il clima nel suo paese?
- Com'è il clima nel vostro paese?

Ülkenizde iklim nasıl?

- Ti abituerai presto al clima qui.
- Si abituerà presto al clima qui.
- Vi abituerete presto al clima qui.

- Yakında buradaki iklime alışırsın.
- Yakında buradaki iklime alışacaksın.
- Sen yakında buradaki iklime alışacaksın.

- Mi piace il clima brasiliano.
- A me piace il clima brasiliano.

Brezilya iklimini severim.

- Dobbiamo abituarci al nuovo clima.
- Noi dobbiamo abituarci al nuovo clima.

Yeni iklime alışmak zorundayız.

- Sono stufo di questo clima caldo.
- Io sono stufo di questo clima caldo.
- Sono stufa di questo clima caldo.
- Io sono stufa di questo clima caldo.

Bu sıcak havadan bıktım.

Il clima è piovoso.

Hava yağmurlu.

Com'è il clima lì?

Orada iklim nasıl?

Il clima è cambiato?

- İklim değişti mi?
- Ortam farklılaştı mı?

Il clima sta cambiando.

İklim değişiyor.

- Mi piace molto questo clima freddo.
- A me piace molto questo clima freddo.

Ben bu soğuk havayı çok seviyorum.

Sono una scienziata del clima,

Ben bir iklim bilimciyim,

Questo è un clima terribile.

Bu berbat bir iklim.

L'isola ha un clima mite.

Ada ılıman bir iklime sahiptir.

Il clima è estremamente caldo.

Hava aşırı sıcak.

Il nostro clima sta cambiando.

İklimimiz değişiyor.

Quell'isola ha un clima tropicale.

- O ada tropikal bir iklime sahiptir.
- O adanın tropikal bir iklimi vardır.

Entrambi i fattori influenzano il clima

Bu ikisi de iklimi etkiliyor

Per ogni minaccia sul clima citata.

veya destekleyici çerçeve sunmalıyız.

La nuova psicologia per il clima

İklim eyleminin yeni psikolojisi

Il Canada ha un clima freddo.

- Kanada soğuk bir iklime sahiptir.
- Kanada'nın soğuk bir iklimi vardır.

Qual è il tuo clima preferito?

Senin en sevdiğin iklim nedir?

Il Giappone ha un clima temperato.

- Japonya, ılıman bir iklime sahiptir.
- Japonya'da ılıman bir iklim vardır.

Questo paese ha un clima mite.

Bu ülke ılıman bir iklime sahiptir.

L'India ha un clima diverso dall'Inghilterra.

Hindistan'ın İngiltere'den farklı bir iklimi var.

- Grosso modo, l'anno scorso il clima è stato mite.
- Generalmente l'anno scorso il clima è stato mite.

Genel anlamda,geçen yıl hava ılımandı.

Siano sanzionati per i danni al clima.

şirketler ve politik güçler bulunmuyor.

Un clima che rimane stabile per secoli,

sonsuzluk için iyi huylu kalan bir iklim.

Molti attivisti per il clima sono allarmati

Panik haldeki iklim aktivistleri

Generalmente il clima in Inghilterra è mite.

Genel olarak konuşulursa İngiltere'de iklim yumuşaktır.

Il clima qui è umido e caldo.

Burada iklim nemli ve ılımandır.

Il clima umido influisce sulla sua salute.

Nemli hava, onun sağlığını etkiler.

Il Cairo ha un clima molto caldo.

Kahire'nin çok sıcak bir iklimi var.

E proclamai il mio sciopero per il clima.

İklim için okulu boykot ettim.

Inondiamo il mondo di attivisti per il clima.

ve dünyayı iklim aktivistleri ile donatalım.

Buoni per voi e buoni per il clima.

lezzetli, bitkisel burgerler sunarak yapabiliriz.

Il clima qui è come quello di Hokkaido.

Buradaki iklim Hokkaido'daki gibidir.

In generale, il Giappone ha un clima mite.

Genel olarak Japonya'nın ılıman bir iklimi vardır.

In generale il clima del Giappone è mite.

Genelde Japonya iklimi yumuşaktır.

Il clima qui non è d'accordo con me.

Buradaki iklim bana yaramıyor.

Non era mia intenzione diventare un’attivista per il clima.

İklim aktivisti olacağımı hiç düşünmemiştim.

Volevo andare io stessa alla conferenza sul clima dell’ONU,

Bizzat Birleşmiş Milletler İklim Konferansı'na,

Il clima ha raggiunto un punto di crisi globale.

İklim, küresel bir kriz noktasına ulaştı.

Dobbiamo sopravvivere a questo clima brutale sino a domattina,

Görevimiz bu acımasız iklime karşı sabaha kadar hayatta kalmak

Dobbiamo sopravvivere a questo clima brutale fino a domattina,

Görevimiz bu acımasız iklime karşı sabaha kadar hayatta kalmak,

Questo legame genere-clima va oltre agli impatti negativi

Cinsiyetle iklimin bağlantısı negatif etkilerin ve güçlü çözümlerin

Servono attivisti per il clima dovunque, in ogni angolo,

sadece her odada değil,

Quando le notizie sul clima arrivano direttamente a loro,

İnsanlar iklim değişikliğinin hızla ilerlediği haberlerini duyduklarında

Oppure, potrei persino dubitare della scienza del clima stessa.

Hatta iklim biliminin kendisinden şüphe etmek bile isteyebilirim.

Il clima qui è più mite rispetto a Mosca.

Buradaki iklim Moskova'dakinden daha ılımandır.

E ora che sono qui da attivista per il clima,

ve şimdi bir iklim aktivisti olarak huzurlarınızda bulunuyor,

Possiamo riconcettualizzare il clima come un problema per la salute:

iklimin aslında insan sağlığıyla ilgili olduğunu yeni bir çerçeveye oturtabiliriz

Come puoi imaginare, questo non è il miglior clima imprenditoriale.

Tahmin edebileceğiniz gibi, en iyi ticaret ortamı değildi.

Il clima di Londra è diverso da quello di Tokyo.

Londra'nın iklimi Tokyo'nunkinden farklıdır.

Il clima di Tokyo è diverso da quello di Londra.

Tokyo'nun iklimi Londra'nınkinden farklıdır.

E la vita nella zona mesopelagica è legata al clima terrestre.

ve alacakaranlık bölgesindeki hayat Dünya iklimiyle iç içe geçmiş durumda.

Il clima della Nuova Zelanda è simile a quello del Giappone.

Yeni Zelanda'nın iklimi, Japonya'nınkine benzerdir.

E più capacità di affrontare un mondo il cui clima sta cambiando.

bir dünyayı yönlendirmede daha yüksek bir kapasite demek.

Un attivista per il clima non è chi ha letto ogni studio

Bir iklim aktivisti her denemeyi okuyan

Il coccodrillo, che produce solo maschi giovani in un clima più caldo, potrebbe morire anche lui perché non ci saranno femmine per riprodursi.

Sıcak havalarda sadece erkek yavru doğuran timsahın da doğuracak dişiler olmayacağı için nesli tükenebilir.