Examples of using "Andarono" in a sentence and their turkish translations:
Onlar bir falcıya gitti.
Hepsi yatmaya gitti.
Onlar erken ayrıldılar.
- Onlar oraya gitti.
- Onlar oraya gittiler.
İşler planlandığı gibi gitmedi.
Her ikisi de dışarıya bakmak için pencereye gitti.
Herkes panikledi.
Onlar uzaklara gittiler.
Onlar hastaneye gittiler.
Onlar dışarı çıktılar.
Tom ve Mary sahile bisikletle gitti.
Onların hepsi oraya gitti.
Tom ve Mary sahil boyunca yürüyüşe gittiler.
- Binlerce insan yunusu görmek için plaja gitti.
- Binlerce insan yunusu görmek için sahile gitti.
- Onlar plaja gitti.
- Onlar plaja gittiler.
Balığa gittiler.
Onlar kiliseye gittiler.
Onlar kasabaya taşındıklarında arkadaş edinmeyi kolay buldular.
Bütün çocuklar uzaklaştı.
Onlar Tottori'ye gittiler.
Bir sürü İtalyan Avustralya'ya gitti.
İşler iyi gitmedi.
Onlar tatile beraber gitti.
Şirketteki işçiler greve gitti.
Bütün yumurtaları bozuldu.
Onun ataları İrlanda'dan oraya gitti.
Mide ağrıları geçti.
Bütün çocuklar yatmaya gitti.
Tom hariç herkes partiye gitti.
Tom hariç herkes gitti.
Sami ve Leyla camiye gitti.
Onlar sörf yapmaya gittiler.
Onlar halka açık yüzme havuzuna gittiler.
Onlar Disney World'e gittiler.
Doğruca yatmaya gittiler.
Onlar bir motele gittiler.
Herkes ayrıldı.
Birçok kişi Tom'un cenazesine gitti.
Erkekler aslanları avlamaya gitti.
Tom ve Mary birlikte okula gittiler.
Dan ve Linda bir restorana gitti.
Mary'yle birlikte Boston'a gittiler.
. Waterloo harekatı sırasında emirlerin yoldan çıkması ve komutanların rollerinden emin
Çocuklar yağmura rağmen okula gitti.
Tom ve Mary bir çıplaklar kulübüne gittiler.
Binlerce kişi başkanı görmeye gitti.
Tom ve arkadaşları sirke gitti.
Tom ve Mary bir caz festivaline gittiler.
Tom ve Mary buz pateni yapmaya gitti.
Tom ve Mary pahalı bir restorana gittiler.
Tom ve Mary kendi başlarına evlerine gitti.
Namaz kılmak için camiye gittiler.
Tom'un arkadaşlarından üçü Mary'nin partisine gitti.
Üniversitede okumak için İspanya'ya gittiler.
Bir sonraki sabah parka gittiler.
Onlar hayvanat bahçesine gittiler.
Onun dışında herkes terk etti.
Bizim dışımızda herkes terk etti.
Onların dışında herkes terk etti.
Ben hariç herkes terk etti.
O hariç herkes ayrıldı.
Noel arefesinde kiliseye gittiler.
Çocuklarımın hepsi ebeveynlerimi ziyaret etmek için Boston'a gitti.
Tom ve Mary balayları için Avustralya'ya gitti.
Bir İngiliz, İskoç, İrlandalı, Galli, Gurka, Leton, Türk, Avustralyalı, Alman, Amerikalı, Mısırlı, Japon, Meksikalı, İspanyol, Rus, Leh, Litvan, Ürdünlü, Yeni Zelandalı, İsveçli, Fin, İsrailli, Rumen, Bulgar, Sırp, İsviçreli, Yunan, Singapurlu, İtalyan, Norveçli, Arjantinli, Libyalı ve Güney Afrikalı bir gece kulübüne gitmişler. Kulüp fedaisi de “Üzgünüm, bir Taylandlı olmadan içeri girmenize izin veremem.” demiş.