Examples of using "Túlsó" in a sentence and their turkish translations:
Tom masanın ucunda oturdu.
Ayın diğer tarafını göremiyoruz.
Kendini dikkatlice antilop sürüsünün uzak ucuna konumlandırıyor.
Körfezin ucundaki balıklara erişmek için... ...derin bir kanal geçmeleri gerek.