Examples of using "Számít" in a sentence and their turkish translations:
Çevremiz önemli.
Fark etmez
O önemli.
O sayıyor mu?
Bu sayıyor mu?
Önemli değil.
Gerçek önemli mi?
Bunun çok önemi yok.
Kaybedecek kuruşumuz yok.
Sizin oyunuz önemlidir.
Çok önem taşıyor.
O neden önemli?
Bu sadece önemli değil.
Ne önemi var ki?
Ne fark eder ki?
Tom, Mary'ye güveniyor.
bir icattan söz etmek istiyorum.
Hiçbir şey gerçekten önemli değil.
Boyut önemli değil.
Fark eder mi?
Başka hiçbir şey önemli değil.
Onların söyledikleri bizim için önemli değil.
Gerisi önemli değil.
Onun hiçbiri önemli değil.
ve ne yaptığımızın önemli olmadığını söylüyor
Fark etmez, kural ne olursa olsun aynı.
ve kârın çok önemli olduğunu biliyorum.
Altı ay beklemek için uzun bir süredir.
Her şey önemlidir.
Önemli mi?
Başka hiçbir şey gerçekten önemli değil.
- Bu önemli değil.
- Önemli değil.
- O önemli değil.
- Önemi yok.
Şimdi her şey önemli değil.
Bunun önemi yok ki.
Tom dostluğunuza değer veriyor.
Yaptığımız hiçbir şeyin önemi yoktur.
Onun kaç para olduğu önemli değil.
Onun başına gelenlerin ne önemi var?
Bu artık önemli değil.
Gelip gelmemen önemli değil.
Yaşınız ne olursa olsun öğrenebilirsiniz.
O gerçekten önemli değil.
On sekiz yaşın üstündeki biri yetişkin olarak sayılır.
Tom onun önemli olmadığını söyledi.
Bunun sayılıp sayılmayacağını bilmiyorum.
Önemli olan iç güzelliği.
O ne kadar yerse yesin asla kilo alamaz.
yönlendirmenin işleri basitleştiren bir yanı var.
- Kazanıp kazanmamanın bir önemi yok.
- Kazanıp kazanmaman bir şey fark etmiyor.
Hangi üniversiteden mezun olduğunuz o kadar çok önemli değil.
Hangi üniversiteden mezun olduğun çok önemli değil.
Birbirimizi seviyoruz ve önemli olan da bu.
Günde kaç fincan kahve fazla kaçar?
Hiç kimse bizim kazanmamızı beklemiyor.
Nedeni önemli değil.
O artık önemli değil.
Ne yaparsan yap, seni yine seveceğim.
"Önemli olan bahçe değil, yapılan bahçe işleri."
Nerede olduğumuza bakmaksızın her nasılsa, duygu cinsiyetli.
bunun parayla ilgili olduğu algısını sona erdiriyorlar.
Onu nasıl yaptığın önemli değil, sonuçlar aynı olacak.
Artık Tom'un ne düşündüğünün önemi yok.
Onlar ne derlerse desinler, ben güzelim.
Neyin saldırgan olduğuna kim karar veriyor?
Ne söylersen söyle fikrimi değiştirmeyeceğim.
Önemli olan tek şey, hepimizin birlikte olmasıdır.
isterseniz bir hayır kuruluşunuz ya da bir organizasyonunuz olsun,
Gerçekten önemli olan ne kadar iyi olabileceğin.
Ebeveynlik iyi şekilde yapılırsa
Benim için fiyatı önemli değil.
Unut gitsin. O buna değmez.
Para her zaman insan ilişkilerinde çok önemli sayılmaz.
Önemli olan şu andır, geçmiş değil.
Ne yaparsam yapayım, ailem asla mutlu değil.
Her küçük parça yardım eder.
Bu mantıksız bir olaydı.
Kabuki'de sadece yetenek değil fakat aynı zamanda kalıtım da önemlidir.
Kimin hatası olduğu fark etmez.
Ne kadar akıllı olduğun önemli değil. Eğer çok çalışmazsan asla başarılı olmayacaksın.
- Kaliteyi miktara tercih ederim.
- Niteliği, niceliğe tercih ederim.
Tom ne yaparsa yapsın, Mary'nin ondan hoşlanmayacağı sonucuna vardı.
Dostluğumuza değer veriyorum.
Tom'un ne düşündüğü benim için o kadar çok önemli değil.
Sen buna ister inan istersen inanma, ben buna inanıyorum.
Ne kadar geç saatlere kadar ayakta kalabileceğiniz önemli değil. Sabah yediye kadar kalkmalısın.