Translation of "Pedig" in Turkish

0.028 sec.

Examples of using "Pedig" in a sentence and their turkish translations:

pedig voltak.

ama ayrıcalıklarım vardı.

Mi pedig folytattuk.

Biz ise devam ettik.

Az eredmény pedig

Sonuç ne mi oldu?

Pedig hát az.

Komedide başarısız olmadım.

Most pedig így.

Şimdiyse böyle.

Most pedig elmegyek.

Şimdi gideceğim.

Emiatt pedig folytatódni fog.

Bu yüzden devam edecek.

Pedig hatalmas tárgyalóerejük van.

Ama onların büyük, çok büyük pazarlık güçleri var.

Nap mint nap pedig

günlük bazda

Néha pedig nagyon másképp.

farklı davranabilirsiniz.

Amikor pedig ezt elértem,

Şimdi bunu başardığımda da

A nagyapja pedig krémsajtot.

hatta büyükbabası da krem peynir yaparmış.

Én pedig hatalmasat hibáztam.

Ben kocaman bir hata yaptım.

Ha pedig kiabálok Abbyvel,

Ama eğer Abby'ye bağırsaydım

A válasz pedig: igen.

Ve cevap evet.

Mindezt pedig mosollyal zárni,

ve hepsini bir gülümse ile bitiren

Ha pedig szeretnek énekelni

Eğer şarkı söylemeyi seviyorsanız --

Legtöbben pedig nézőkké váltunk,

ve çoğumuz izleyici olduk

A maradék pedig hővé,

kalan ise ısıya dönüştürülüyor,

Ez pedig még veszélyesebb.

Bu, daha da tehlikeli bir durum.

Ez pedig erős érzelem,

Bu yüzden bu güçlü bir duygu,

Ezt pedig tudjuk szimulálni,

ve bunu taklit edebiliriz

Most pedig szélesebb kitekintést nyújtok.

Ve şimdi konuyu daha kapsamlı bir noktaya getireceğim.

Ez pedig nagyon is lényeges.

Burası çok önemli

én pedig 50 millió dollárt,

ben 50 milyon dolar kazanıyorsam,

Egy élénk színű kosztümtől pedig

Giydiğim renkli takım elbise,

Mások nevében pedig nem beszélhetek."

Ben herkes adına konuşamam ki."

újságíróként pedig megváltozott a szemléletem,

Bir gazeteci olarak kamerayı çevreye tutar halde buldum kendimi,

Az agykéreg pedig a merevlemez.

ve korteksinizi sabit disk gibi düşünün.

Pedig csak eljátszottam az egészet.

Sadece öyle davranıyordum.

A Holdra pedig azt írtam,

Ay'da yazan şuydu:

Ezek pedig a kétujjú lajhárok.

Bir de iki parmaklı tembel hayvanlar var.

Ez pedig nagyon-nagyon nehéz.

Bu da zor, hem de çok zor olabiliyor.

Ez pedig nem én voltam.

O ben değildim.

én pedig nem reagálok rá.

ve tepki gösterme.

A gyerekeim pedig mind felnőttek.

ve çocuklarım artık büyümüştü.

Élelmet pedig az orrával keres.

Yemeği de burnuyla bulur.

Sötétben pedig sokkal, sokkal jobban.

Karanlıktaysa... ...çok, çok daha iyi görürler.

Ő pedig a papírokért jött.

o da belge yaptırmak için geldi.

Ez a maszk pedig szakadt.

ve bebek maskesi kırık.

Az pedig károsíthat fontos bőrsejteket,

ve ciltte, hasar gördüğü zaman cilt kanseri gibi

Jelenleg ez pedig tiszta sor:

Bu noktada düşünmesi çok zor bir şey değil.

Egy mellette ülőnek pedig odakiabálta:

ve yanında oturan kişiye bağırmıştı.

Ennek pedig súlyos hatásai lehetnek.

O ince tersine dönüşün büyük sonuçları olabilir.

Ez az új sportcentrum pedig

Bu da yeni spor merkezi,

én pedig ennek örömére elkezdtem

Bense onun dünyasını daha da derinden görmeye,

Most pedig rátérek a lényegre.

- Lafı dolandırmayacağım.
- Dolandırmadan konuya gireceğim.

Ügyvéd ő, nem pedig politikus.

O bir politikacı değil, fakat bir avukat.

Most pedig szállj le rólam!

- Git artık başımdan.
- Git başımdan artık.
- Artık çekil git başımdan.

Nem pedig a kiváltságunkat fenyegető veszélynek.

küresel hayatta kalmamız için bir gereklilik.

így pedig rekonstruálhatjuk a dinoszauruszok tüdejét.

ve böylece dinozorların ciğerlerini yeniden oluşturabildik.

Végül pedig nem ennyi az egész –

Tüm mesele de bu değil mi --

Máskor pedig, hogy megértsük a múltat.

Bazense geçmişi anlamak için.

Ez pedig mindig is így volt.

ve bu, her zaman böyleydi.

Pedig én jó embernek gondoltam magam:

Kendimi seçkin erkeklerden biri olarak görürdüm.

Azt pedig minden jelenlévőnek szeretném elmondani,

Bu mesajım da herkese:

Aztán pedig elhagytam ezeket a termeket,

bu ortamı terk ettiğimde ise

Én pedig csak annyit tudtam válaszolni:

Düşünebildiğim tek şey şuydu:

Mi pedig fokozatosan növeljük piaci szerepünket

Start-up'ımızın eşsiz varlıklarından yararlanarak

Képzeletük pedig végtelen kalandokra vitte önöket.

onunla sonsuz maceralara çıkma hayallerinizi hatırlar mısınız?

Akkor pedig – ahogy említetted – 2011-ben

Sonra da söylediğin gibi 2011'de,

A szegénységi ráta pedig 12 százalék;

yoksulluk oranı %12,

A felnőtteknél pedig van "Felnőtt segítő."

Yetişkinlere "büyük yardımcı" diyoruz.

Az oroszok pedig egy Mir-űrállomást.

buna karşı Ruslar, Mir Uzay İstasyonu'nu geliştirmişlerdi.

Az pedig már teljesen más ügy.

ve bu başlı başına ayrı bir konuşma konusu.

Mi pedig szeretnék továbbadni a fiainknak.

biz de aynısını oğullarımıza yapmak istiyoruz.

én pedig... nem hittem a szememnek.

Yani resmen... ...gözlerime inanamadım.

Most pedig tűnj el a szobámból!

Şimdi odamdan çık.

Most pedig juttass ki minket innen!

Şimdi bizi buradan çıkar.

Néha igazam van, néha pedig nincs.

Bazen haklıyım bazen yanılıyorum.

Most pedig átveszem itt az irányítást.

Şimdi burada sorumluluğu üstüme alacağım.

Néha hossz van, néha pedig bessz.

- Borsa bazen yukarı gider, bazen aşağı gider.
- Borsa bazen yükselir, bazen düşer.

Nekem volt igazam, Tomi pedig tévedett.

- Ben doğruydum ve Tom yanlıştı.
- Ben haklıydım ve Tom hatalıydı.

Most pedig egy kicsit csökkentem a tempót.

Ve şimdi her şeyi, biraz yavaşlatacağım.

A nő pedig abban a kényelmetlen helyzetben

Kadın burada rahatsız bir durumda ve

Nekem pedig kétéves gyerekem járt a fejemben,

Kesilmiş uzuvları olan küçük çocukların

Egy idegenekből álló vállalkozói tanácsadó eseményen pedig,

Girişimcilik tavsiyeleri verilen bir toplantıda

Mi pedig figyelünk, és várunk az eredményekre.

İzlemedeyiz, taramaları bekliyoruz.

Ez a minta pedig felébreszt egy elvárást.

Bu kalıp beklenti yaratıyor.

Az erdőirtás pedig további káros kibocsátásokhoz vezet.

ve bu da orman tahribine dayalı salınımlara neden oluyor.

Péntekenként pedig, természetesen, tudják mi a dolguk.

Elbette, cumaları ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.

A kormányzatok pedig olyan könnyedén válnak szemlélővé,

Devletler için de, balıkçıları ve tarım arazilerini

Ez pedig a kérdésért kiált: miért nem?

Bu da şu soruyu doğuruyor: Neden?

A magánklinikákon végrehajtottakat pedig világoszöld szín jelzi.

ve açık yeşiller özel kliniklerde uygulanan işlemleri gösteriyor.

Az pedig fantasztikus vagy rettenetes is lehet.

bu fantastik de olabilir korkunç da.

A segítőkész gyerekek pedig "Ifjú segítő" titulust.

herkese yardımsever olana "küçük yardımcı" gibi.

Mi pedig átvehetjük ennek gyakorlatát és technikáit,

çalıştıkları için, astronotlar için kullandığımız egzersizleri

Öt perc múlva pedig már rózsaszín volt,

Beş dakika daha

A női nevén pedig elég hangosan ahhoz,

avukatının masasına giderken

Most pedig bemutatom önöknek a modellem eredményeit,

Şimdi size sayısal modelimin sonuçlarını göstereceğim

Ami pedig azt jelenti, hogy természetellenesek is,

bu da doğa karşıtı demek

Azt mondtam, ez tárgyalóterem, nem pedig hálószoba.

Dedim ki burası toplantı odası, yatak odası değil.

A nap végén pedig tett a mosógépbe."

Ve gün sonunda, yıkamaya bırakın.

Süteményt készítettünk, a belsejébe pedig mákot tettünk.

Biz bir pasta yaptık ve içine haşhaş tohumu koyduk.

Talán úgy hangzik, mintha panaszkodnék, pedig nem.

Şikayet ediyormuşum gibi algılanabilir, ama etmiyorum.

Ez a postahivatal, az pedig a bank.

Bu bir postane, şu ise bir bankadır.

Amelyek pedig akciók és reakciók sorozatát idézik elő.

ve bu bir seri eylem ve reaksiyonu tetikler.

A másikat aktiválva pedig negatív érzelmet és elkerülést.

diğer yolun aktivasyonu ise olumsuz duygular ve kaçınmalara yol açıyor.

Az emberek pedig szenvednek, sőt, meg is halnak,

İnsanlarsa ilaçları karşılayamadıklarından