Examples of using "Olcsóbb" in a sentence and their turkish translations:
- Otobüsle gitmek daha ucuzdur.
- Otobüse binmek daha ucuzdur.
Bu daha ucuz.
O kimyasal gübrelerden daha ucuzdur.
Hiç daha ucuz odalarınız var mı?
Hangisi daha ucuz?
Daha ucuz bir odanız var mı?
gün geçtikçe ucuzluyor.
Daha ucuz bir şeyin var mı?
Düşündüğümden daha ucuzdu.
Muhtemelen başka bir yerde daha ucuz olurdu.
Trenle gitmek daha ucuza gelecek.
Doğum kontrolü, hamilelikten daha ucuzdur.
Belki daha ucuz bir tane vardır.
Gümüş altından daha ucuza mal olur.
Bu elbise seninkinden daha ucuzdur.
Bu kırmızı kazak mavi olanlardan daha ucuz.
Taksiye binmek yerine otobüsle gitmek daha ekonomik.
Küçük bir araba büyük olandan daha ucuzdur.
Almanya'da biranın sudan daha ucuz olduğunu duydum. Bu doğru mu?
Bu ikisinden daha ucuz olanıdır.
Bira malt içeriğine göre vergilendirilir, bu yüzden düşük maltlı bira daha ucuzdur.
Saatim sizinkinden daha az pahalı.