Examples of using "Napra" in a sentence and their turkish translations:
Kaç gün için?
- Biz gün geçtikçe yaşlanıyoruz.
- Biz günden güne yaşlanıyoruz.
Günden güne hava gittikçe soğuyor.
Ben günbegün iyileşiyorum.
Günden güne hava soğuyor.
gün geçtikçe ucuzluyor.
O günü hatırlıyorum.
O her gün daha ince görünüyordu.
Hava günden güne ılıyor.
- Tanıştığımız günü anımsarım.
- Tanıştığımız günü hatırlarım.
- Tanıştığımız günü hatırlıyorum.
son sayımda yedi buçuk milyar.
Tom günden güne daha iyi oluyor.
O günden güne daha da güzelleşiyor.
Bütün gün buradayız.
Bir gün için bu kadarı yeterli.
Şartlar her gün değişiyor.
O günü hatırlamıyorum.
10 gün süresince bir topluluk salonu oluşturulur,
Hasta günden güne gittikçe kötüleşiyor.
Bu bir gün hariç her gün için doğrudur.
İlk tanıştığımız günü hatırlıyor musun?
Birkaç güne daha ihtiyacım var.
Tom birkaç günlüğüne Mary'nin arabasını ödünç aldı.
- Bu kitabı birkaç gün için ödünç alabilir miyim?
- Bu kitabı birkaç günlüğüne ödünç alabilir miyim?
- Bu kitabı birkaç gün ödünç alabilir miyim?
Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?
O, iki gün bu otelde kaldı.
Dick ile ilk karşılaştığımız günü hatırlıyor musun?
Ben birkaç gün için Tokyo'dan uzaklaşmayı umuyorum.
Kazanın olduğu günü hatırlıyorum.
Tom her gün gittikçe babasına benziyor.
İlk tanıştığımız günü hatırlıyor musun?
Halkalı foklar sabah güneşinde dinlenmek için kendilerini yüzeye atar.
Tom sevgililer günü için süslü bir restoranda bir rezervasyon yaptırdı.
Bizim sadece üç günlük yeterli yiyecek ve suyumuz var.
hapishanede olmanın ne demek olduğunu biraz konuşalım.
İnanılmaz bir günü hatırlıyorum. Büyük bir çitari sürüsü vardı.
Annemin durumu, gözlerimin önünde her gün daha da kötüye gidiyordu.
Ben yalnızca bir gün için buradayım.
Şapka giymeden bu sıcakta dışarı çıkma.
En çılgın bilim kurgularımızdan bile çok daha fazlası. Her şeyin başladığı o günü hatırlıyorum.
Mary'nin sevgililer günü için Tom'a bir şey almaya parası yoktu bu yüzden ona sadece "seni seviyorum!" dedi.
Düğünden on yıl sonra her şey tam bir rutin.
Sırça köşkte oturanlar başkalarına taş atmamalılar.