Examples of using "Munkába" in a sentence and their turkish translations:
- Tom iş için araç kullanır.
- Tom işe arabayla gider.
Ben işe gidiyorum.
Tom işe gidiyor.
İşe gitmeyi sever misin?
Tom işe gitti.
İşe gitme zamanı.
İşe nasıl gidersin?
İşe gitmek zorundayız.
Tom'la çalışacağım.
İşe gidiyorum.
İşe yürüyerek gitmeye alışkınım.
Tekrar ne zaman çalışmaya başlayacaksın?
Tom işe arabayla gitti.
Babam işe bisikletle gider.
Böylece tamamen bu projeye yöneldim.
O her zaman sabah saat 8.00'de işe gider.
- Tom iş için hangi otobüse biniyor?
- Tom'u işe hangi otobüs götürüyor?
- Tom işe hangi otobüsle gidiyor?
Gelecek hafta yeni bir işe başlayacağım.
Bugün işe giderken patlak bir lastiğim vardı.
Tom işe giderken bir gazete alır.
Kötü hava benim işe gitmemi engelledi.
Dünyaca ünlü tasarımcılar getirelim
Saat dokuza kadar işbaşında olmalıyız.
Ben otobüsle işe giderim.
Çalışmayacağım.
O, işe metroyla gider.
Tom'un bugün işe gitmesine gerek yok.
Tom sık sık işe arabayla gider.
İşe gitmek zorundayım.
Tom her zaman işe gitmeden önce bir şey yer.
O işe yürüyor.
Onun gerçekten işe başladığın asla görmedim.
Tom'a yarın bir saat önce işe gelmesini söyleyebilir misin?
bir eğitimle buluşturmamız mümkün olabilir mi?
Babam otobüsle işe giderdi.
İş bulmalısın.
Her sabah işe gitmeden önce çocuklarımı okula bırakırım.
Çalışmak ya da üniversiteye gitmek arasında karar veremiyorum.
Kocam genellikle saat sekizde işe gider.
Robotlar iş yerinde harika, çünkü onların tuvalete ve yemek molalarına ihtiyacı yok, hastalanmazlar ya da işe bir içki mahmurluğu ile gelmezler.