Translation of "Keményen" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Keményen" in a sentence and their turkish translations:

Keményen dolgozol.

Çok çalışıyorsun.

Keményen dolgozott.

O çok çalıştı.

Keményen próbálkozik.

O çok çalışır.

Keményen dolgozik.

O çok çalışır.

Keményen tanul.

O çok çalışır.

Keményen dolgoztunk.

Biz çok çalıştık.

Keményen dolgoztam.

Çok çalıştım.

Keményen dolgoztok.

Çok çalışıyorsun.

Keményen dolgoztak.

Onlar çok çalıştı.

Keményen dolgozom.

Çok çalışırım.

Keményen dolgoztál.

Sen sıkı çalıştın.

Keményen belerúgott.

O ona sert tekme attı.

Keményen dolgoznak.

Onlar çok çalışırlar.

Próbálkozz keményen!

Elinden geldiğince çabala.

- Ő nagyon keményen dolgozik.
- Igen keményen dolgozik.

O çok çalışır.

- Nagyon keményen kell dolgoznia.
- Nagyon keményen kell dolgoznod.
- Nagyon keményen kell dolgoznotok.

Çok sıkı çalışmalısın.

Ez a lajhár is keményen dolgozik, nagyon keményen.

Nasıl da sıkı çalışıyor bu tembel hayvan, nasıl sıkı.

Keményen kell dolgoznod.

- Sıkı çalışmalısın.
- Sıkı çalışman gerekiyor.

Keményen kell tanulnod.

Sıkı çalışmalısınız.

Túl keményen dolgozol.

Siz çok çalışıyorsunuz.

Mindig keményen dolgozik.

O her zaman çok çalışıyor.

Tamás keményen dolgozott.

Tom sıkı çalışıyor.

Mindannyian keményen dolgozunk.

Hepimiz çok çalışıyoruz.

Tom keményen dolgozik.

Tom işiyle meşgul.

Igazán keményen dolgoznak.

Onlar gerçekten çok çalışır.

Nagyon keményen dolgoznak.

Onlar çok fazla çalışır.

Keményen fogok dolgozni.

Sıkı çalışacağım.

Keményen kell dolgoznunk.

Biz çok çalışmak zorundayız.

Keményen fogunk dolgozni.

Çok çalışacağız.

John keményen dolgozik.

John sıkı çalışır.

Csak keményen kell tanulnod.

Sen sadece sıkı çalışmalısın.

Keményen megmarkolta a teniszütőt.

Tenis raketini sıkıca kavradı.

Egész évben keményen dolgozik.

Bütün yıl çok sıkı çalışır.

Becsvágya miatt keményen dolgozott.

Onun hırsı onu sıkı çalıştırdı.

Holnap keményen fogok tanulni.

Yarın çok çalışacağım.

Tom nagyon keményen próbálkozik.

Tom çok sıkı çalışıyor.

Múlt hónapban keményen dolgoztam.

Geçen ay çok çalıştım.

Egész életemben keményen dolgoztam.

Ben tüm yaşamım boyunca sıkı çalıştım.

Még mindig keményen dolgozunk.

Biz hâlâ çok çalışıyoruz.

Tamás keményen dolgozott tegnap.

Tom dün çok çalıştı.

Keményen kell majd dolgoznom.

Ben çok çalışmak zorunda olacağım.

Tom keményen fog dolgozni.

Tom çok çalışacak.

Tom keményen dolgozik ma.

Tom bugün çok çalışıyor.

Tom nagyon keményen szokott dolgozni, de nem olyan keményen, mint Mary.

Tom çok çalışır ama Mary kadar çok değil.

Szülőként édesanyám nagyon keményen dolgozott,

Bir ebeveyn olarak annem çiftçiliği, ucuz mal ticaretini

Dolgozz keményen, ahogy csak bírsz.

Elinden geldiği kadar çok çalış.

Nap nap után keményen dolgoztam.

Günden güne çok çalıştım.

Tegnap egész nap keményen dolgoztam.

Dün bütün gün çok çalıştım.

Keményen dolgozik a siker érdekében.

Başarmak için çok çalıştı.

Tudom, milyen keményen dolgozott Tom.

Tom'un ne kadar çok çalıştığını biliyorum.

Tom keményen próbálta, de elbukott.

Tom çok çalıştı, ancak başarısız oldu.

Miért dolgozik Tom ilyen keményen?

Tom neden bu kadar çok çalışıyor?

Ne keményen dolgozz; ésszel dolgozz!

- Çok çalışma, verimli çalış.
- Sıkı çalışma, akıllı çalış.
- İşi bil, işe gitme.

Keményen dolgoztak, elbuktak, majd újra próbálkoztak.

Sıkı çalıştılar, başarısız oldular, tekrar denediler.

Keményen kellett dolgoznom, amikor fiatal voltam.

Gençken çok çalışmak zorundaydım.

Keményen próbálta, de nem sikerült neki.

O çok çalıştı fakat başarısız oldu.

Habár keményen próbálkozott, semmi sem változott.

O, çok çalışmasına rağmen bir şey değişmedi.

A hangyák egész nyáron keményen dolgoznak.

Karıncalar bütün yaz çok çalışır.

Az apám éjjel-nappal keményen dolgozott.

Babam gece gündüz çok çalıştı.

Tanulj olyan keményen, ahogy csak tudsz!

- Yapabildiğiniz kadar sıkı çalışın.
- Elinden geldiğince çok çalış.

- Mindenki szorgalmas volt.
- Mindenki keményen dolgozott.

Herkes çok çalıştı.

Nagyon keményen dolgozol. Lazíts már egy kicsit!

Çok çalışıyorsun. Bir süre ağırdan al.

Keményen kell dolgoznunk a társadalmi korlátok lebontásához.

Bizim sosyal engelleri yıkmak için çok çalışmamız gerekmektedir.

De a családomért, nem dolgoznék olyan keményen.

Ailem olmasa, çok fazla çalışmam.

Keményen dolgozunk, hogy pótoljuk az elfecsérelt időt.

Kayıp zamanı telafi etmek için çok çalışıyoruz.

Nem tanul olyan keményen, mint a nővére.

Kız kardeşi kadar çok çalışmaz.

Túl keményen dolgozol. Lazítanod kéne egy kicsit.

Çok fazla çalışıyorsun. Bir süre işi hafiften al.

Tom nagyon keményen dolgozott, amikor láttam őt.

Tom onu gördüğümde çok çalışıyordu.

Olyan keményen dolgoztam, amennyire csak lehetséges volt.

Mümkün olduğu kadar çok çalıştım.

Tom keményen dolgozott, és sok pénzt keresett.

Tom çok sıkı çalıştı ve çok para kazandı.

Tom keményen dolgozik, hogy támogassa a családját.

Tom ailesine destek olmak için sıkı çalışıyor.

Ha gazdag lennék, nem kellene keményen dolgoznom.

Eğer zengin bir adam olsam çok çalışmak zorunda olmam.

Ha sikerrel akarsz járni, keményen kell dolgoznod.

Başarılı olmak istiyorsan, çok çalışmalısın.

És Mark nagyon keményen dolgozik a Facebook javításán.

Ve Mark Facebook'u düzeltme konusundaki suçlamaları üzerine alıyor.

Azelőtt hosszú időn át keményen dolgoztam, és kimerültem.

Uzun zamandır çok çalışıyordum. Artık yıpranmıştım.

Senki sem lehet sikeres, ha nem dolgozik keményen.

Biri çok çalışmazsa başarılı olamaz.

Keményen dolgozik, hogy fel tudjon zárkózni a többiekhez.

Diğerlerine yetişmek için çok çalışıyor.

Keményen kell dolgoznia ahhoz, hogy a családját eltartsa.

- Ailesine yardımcı olmak için sıkı çalışmak zorunda.
- O, ailesine bakmak için çok çalışmak zorunda.

Egész nap keményen dolgoztam, így nagyon fáradt voltam.

Bütün gün çok çalıştım bu yüzden çok yorgundum.

Tom nagyon keményen dolgozott meg azért a pénzért.

Tom o para için çok sıkı çalıştı.

Tom keményen dolgozott, hogy időre végezzen a munkájával.

Tom işi zamanında yaptırmak için çok çalıştı.

- Tudom, hogy szorgalmas vagy.
- Tudom, hogy keményen dolgozol.

- Ben senin çok çalıştığını biliyorum.
- Senin çok çalıştığını biliyorum.

Bethnek nagyon keményen kellett dolgoznia, most éhes és kimerült.

Beth çok sıkı çalışmak zorunda kaldı, ve şimdi o aç ve bitkin.

Tom keményen küzdött, hogy lépést tudjon tartani az osztálytársaival.

Tom sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çabaladı.

- Keményen kellett tanulnom, hogy lépést tartsak a többi hallgatóval.
- Keményen kellett tanulnom, hogy ugyanolyan jó legyek, mint a többi egyetemi hallgató.

Diğer öğrencilere yetişmek için çalışmak zorundaydım.

A Gro és a hasonló cégek keményen fáradoznak ennek megvalósításán.

Gro gibi kuruluşlar bunu gerçekliğe dönüştürmek için çok sıkı çalışıyor.

A sikered attól függ, hogy keményen dolgozol-e vagy sem.

Sizin başarınız, sıkı çalışıp çalışmamanıza bağlıdır.

- Keményen próbálok leszokni a dohányzásról.
- Kínlódva próbálom abbahagyni a dohányzást.

Sigarayı bırakmak için çok çaba gösteriyorum.

Keményen kell dolgoznunk, hogy be tudjuk fejezni a feladatot péntek előtt.

Bu görevi cumadan önce tamamlamak için çok çalışmalıyız.

- Keményen tanult, hogy ne bukjon meg.
- Szorgalmasan tanult, hogy ne bukjon meg.

O, başarısız olmasın diye çok çalıştı.

Nem számít, milyen okos vagy. Ha nem dolgozol keményen, sosem leszel sikeres.

Ne kadar akıllı olduğun önemli değil. Eğer çok çalışmazsan asla başarılı olmayacaksın.

- Erősen dolgozz, ha eredményt akarsz elérni.
- Keményen kell dolgoznod, ha sikeres akarsz lenni.

Başarılı olmak istiyorsan, çok çalışmalısın.

- Keményen kell dolgoznunk.
- Hajtanunk kell.
- Igencsak oda kell tennünk magunkat a munka mellé.

Biz çok çalışmalıyız.

- Túl sokat dolgozol az utóbbi napokban. Nem vagy fáradt?
- Túl keményen dolgozol ezekben a napokban. Nem vagy fáradt?

Bugünlerde çok çalışıyorsun. Yorgun değil misin?

- Ha egyszer túljutok ezen a rémes vizsgaidőszakon, hatalmas bulit fogunk tartani.
- Csak legyek túl ezen a szörnyű vizsgaidőszakon, és utána keményen fogunk partizni.

Bu korkunç sınav döneminden geçer geçmez parti vereceğiz.