Translation of "Tanul" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Tanul" in a sentence and their turkish translations:

- Tom repülni tanul.
- Tom repülést tanul.

Tom nasıl uçacağını öğreniyor.

Zongorázni tanul.

O, piyanoyu öğreniyor.

Most tanul.

O şimdi eğitim yapıyor.

Gyorsan tanul.

O hızlı öğrenir.

Most tanul?

- O şimdi çalışıyor mu?
- O şimdi okuyor mu?

Keményen tanul.

O çok çalışır.

Kínaiul tanul.

O Çince öğreniyor.

Angolt tanul.

O İngilizce çalışıyor.

Matematikát tanul.

O matematik eğitimi alıyor.

Vezetni tanul.

O, araba sürmeyi öğreniyor.

Tamás tanul.

Tom öğreniyor.

Mari tanul.

Mary öğreniyor.

Eszperantóul tanul.

O Esperanto öğreniyor.

Úszni tanul.

O yüzmeyi öğreniyor.

Mindig tanul.

O her zaman çalışıyor.

- Valóban sokat tanul Mónika.
- Mónika tényleg sokat tanul.

Monika çok ders çalışıyor.

Mindig szorgalmasan tanul.

O her zaman çok çalışır.

Az íróasztalánál tanul.

O, masasında çalışıyor.

Mezőgazdasági ismereteket tanul.

O, tarım eğitimi görmektedir.

Ő vezetni tanul.

O, araba sürmeyi öğreniyor.

Tom éppen tanul.

Tom çalışıyor.

Tamás folyton tanul.

Tom her zaman çalışır.

Mari folyton tanul.

Mary her zaman çalışır.

Kortárs irodalmat tanul.

Çağdaş edebiyat okuyor.

Most éppen tanul.

O şimdi eğitim görüyor.

Tom franciát tanul.

Tom Fransızca çalışır.

Tom gitározni tanul.

Tom gitar çalmayı öğreniyor.

Tom lelkésznek tanul.

Tom bir bakan olmak için okuyor.

Gyorsan tanul Tom.

Tom çok hızlı öğreniyor.

Tomi programozni tanul.

Tom programlamayı öğreniyor.

Tom mindig tanul.

Tom her zaman çalışıyor.

Kínaiul is tanul.

- O ayrıca Çince öğrenimi yapıyor.
- O da Çince çalışıyor.

Timuçin lengyelül tanul.

Timuçin, Lehçe öğreniyor.

Japán irodalmat tanul.

O bir Japon edebiyatı öğrencisidir.

Tamás franciául tanul.

Tom Fransızca öğreniyor.

Ő még tanul.

O hâlâ okuyor.

Tamás matematikát tanul.

Tom matematik okuyor.

Tamás hol tanul?

Tom nerede okuyor?

Mary a szobájában tanul.

Mary odasında çalışıyor.

Történelmet tanul az egyetemen.

Üniversitede tarih okuyor.

A nővéred itt tanul?

- Kız kardeşin orada çalışıyor mu?
- Kız kardeşin orada mı okuyor?

Tom inkább éjjel tanul.

Tom geceleri çalışmayı tercih eder.

A barátom koreaiul tanul.

Arkadaşım Korece öğreniyor.

Carol éppen spanyolul tanul.

Carol İspanyolca çalışıyor.

Mit tanul a szovjetológus?

- Bir Sovyetolojist ne çalışır?
- Bir Sovyetolojist ne araştırır?

Mióta tanul Jorge portugálul?

Jorge ne zamandan beri Portekizce öğreniyor?

Tom a könyvtárban tanul.

Tom kütüphanede çalışıyor.

Tomi weboldal tervezést tanul.

Tom web tasarımı okuyor.

A szobatársam kínaiul tanul.

Oda arkadaşım Çince okuyor.

A gyermek gyorsan tanul.

Çocuk çabucak öğreniyor.

Tomi a felsőoktatásban tanul.

Tom bir üniversite öğrencisi.

Tom vacsora után tanul.

Tom akşam yemeğinden sonra ders çalışır.

Tamás egész nap tanul.

Tom bütün gün ders çalışıyor.

- Atuqtuaq inuktitut nyelvet tanul az iskolájában.
- Atuqtuaq az iskolájában inuktitutul tanul.

Atuqtuaq okulunda Inuktitut öğreniyor.

- Napi hány órát tanul Tamás franciául?
- Hány órát tanul naponta Tamás franciául?
- Hány órát tanul Tamás franciául naponta?

Tom günde kaç saat Fransızca çalışır?

Mary most a szobájában tanul.

Mary şimdi odasında ders çalışıyor.

Tízéves kora óta tanul angolul.

O, on yaşından beri İngilizce öğreniyor.

Tom jogot tanul a Harvardon.

Tom Harvard'da hukuk okuyor.

Hallottam, hogy Tom franciául tanul.

Tom'un Fransızca çalıştığını duydum.

Ne beszélj hozzá, amikor tanul.

O, okurken onunla konuşmayacaksın.

Iskola után a könyvtárban tanul.

O, okuldan sonra kütüphanede çalışır.

Az egyik barátom külföldön tanul.

Arkadaşlarımdan biri yurt dışında öğrenim görüyor.

Tom elhatározta, hogy jogot tanul.

Tom hukuk okumaya karar verdi.

Magdaléna japán iskolában tanul Lodzban.

Magdalena, Łódź Japon Okulunda okuyor.

A legtöbb diák jól tanul.

Çoğu öğrenci sıkı çalışır.

- A nővérem reggel óta a szobájában tanul.
- A húgom reggel óta a szobájában tanul.

Kız kardeşim bu sabahtan beri odasında çalışıyor.

Ahol kevesebb mint öt diák tanul.

sadece Gansu'daki 1000 okuldan biri.

Úgy döntött, hogy külföldön tanul tovább.

O yurt dışında okumak için kararını verdi.

Filozófiát tanul az ország legrangosabb egyetemén.

O ülkenin en prestijli üniversitesinde felsefe okuyor.

- Tomi az egyetem filozófia karára jár.
- Tomi az egyetemen tanul filozófiát.
- Tom filozófiát tanul az egyetemen.

Tom üniversitede felsefe okuyor.

Nem tanul olyan keményen, mint a nővére.

Kız kardeşi kadar çok çalışmaz.

Tom szorgalmasan tanul, hogy átmenjen a vizsgákon.

Tom sınavları geçebilmek için çok çalışıyor.

- Két órán át tanult.
- Két órája tanul.

- İki saattir çalışmaktadır.
- O iki saattir çalışıyor.

Tomi már vagy három éve tanul franciául.

Tom yaklaşık üç yıldır Fransızca eğitimi görüyor.

- Miért tanulsz?
- Miért tanul?
- Miért tanultok?
- Miért tanulnak?

Niçin çalışıyorsun?

Emília törökül tanul, mert a szüleivel Törökországba mennek üdülni.

Emily Türkçe öğreniyor, çünkü o ve anne babası tatile Türkiye'ye gidecekler.

Tomi nem az a típus, aki tanul a hibáiból.

Tom hatalarından öğrenen kişi tipi değil.

Mindenki, aki eszperantóul tanul, hozzájárul ennek a nyelvnek a sikeréhez.

Esperanto öğrenen her kişi bu dilin başarısına katkıda bulunmaktadır.

De szerintem az ember többet tanul a fájdalomból és a szenvedésből,

ama insan acılardan ve zorluklardan, zaferlere ve kolay şeylere kıyasla

- A hibákon okulva halad előre az ember.
- A hibákból tanul az ember.

- Başarısızlık başarı getirir.
- Başarısızlık başarıyı öğretir.

A jaguár kitűnően lát a sötétben. Ez tehát kedvező időszak annak, aki vadászni tanul.

Jaguarların gece görüşü harikadır. Yani gece, avlanmayı öğrenmek için ideal bir zamandır.