Examples of using "Tanul" in a sentence and their turkish translations:
Tom nasıl uçacağını öğreniyor.
O, piyanoyu öğreniyor.
O şimdi eğitim yapıyor.
O hızlı öğrenir.
- O şimdi çalışıyor mu?
- O şimdi okuyor mu?
O çok çalışır.
O Çince öğreniyor.
O İngilizce çalışıyor.
O matematik eğitimi alıyor.
O, araba sürmeyi öğreniyor.
Tom öğreniyor.
Mary öğreniyor.
O Esperanto öğreniyor.
O yüzmeyi öğreniyor.
O her zaman çalışıyor.
Monika çok ders çalışıyor.
O her zaman çok çalışır.
O, masasında çalışıyor.
O, tarım eğitimi görmektedir.
O, araba sürmeyi öğreniyor.
Tom çalışıyor.
Tom her zaman çalışır.
Mary her zaman çalışır.
Çağdaş edebiyat okuyor.
O şimdi eğitim görüyor.
Tom Fransızca çalışır.
Tom gitar çalmayı öğreniyor.
Tom bir bakan olmak için okuyor.
Tom çok hızlı öğreniyor.
Tom programlamayı öğreniyor.
Tom her zaman çalışıyor.
- O ayrıca Çince öğrenimi yapıyor.
- O da Çince çalışıyor.
Timuçin, Lehçe öğreniyor.
O bir Japon edebiyatı öğrencisidir.
Tom Fransızca öğreniyor.
O hâlâ okuyor.
Tom matematik okuyor.
Tom nerede okuyor?
Mary odasında çalışıyor.
Üniversitede tarih okuyor.
- Kız kardeşin orada çalışıyor mu?
- Kız kardeşin orada mı okuyor?
Tom geceleri çalışmayı tercih eder.
Arkadaşım Korece öğreniyor.
Carol İspanyolca çalışıyor.
- Bir Sovyetolojist ne çalışır?
- Bir Sovyetolojist ne araştırır?
Jorge ne zamandan beri Portekizce öğreniyor?
Tom kütüphanede çalışıyor.
Tom web tasarımı okuyor.
Oda arkadaşım Çince okuyor.
Çocuk çabucak öğreniyor.
Tom bir üniversite öğrencisi.
Tom akşam yemeğinden sonra ders çalışır.
Tom bütün gün ders çalışıyor.
Atuqtuaq okulunda Inuktitut öğreniyor.
Tom günde kaç saat Fransızca çalışır?
Mary şimdi odasında ders çalışıyor.
O, on yaşından beri İngilizce öğreniyor.
Tom Harvard'da hukuk okuyor.
Tom'un Fransızca çalıştığını duydum.
O, okurken onunla konuşmayacaksın.
O, okuldan sonra kütüphanede çalışır.
Arkadaşlarımdan biri yurt dışında öğrenim görüyor.
Tom hukuk okumaya karar verdi.
Magdalena, Łódź Japon Okulunda okuyor.
Çoğu öğrenci sıkı çalışır.
Kız kardeşim bu sabahtan beri odasında çalışıyor.
sadece Gansu'daki 1000 okuldan biri.
O yurt dışında okumak için kararını verdi.
O ülkenin en prestijli üniversitesinde felsefe okuyor.
Tom üniversitede felsefe okuyor.
Kız kardeşi kadar çok çalışmaz.
Tom sınavları geçebilmek için çok çalışıyor.
- İki saattir çalışmaktadır.
- O iki saattir çalışıyor.
Tom yaklaşık üç yıldır Fransızca eğitimi görüyor.
Niçin çalışıyorsun?
Emily Türkçe öğreniyor, çünkü o ve anne babası tatile Türkiye'ye gidecekler.
Tom hatalarından öğrenen kişi tipi değil.
Esperanto öğrenen her kişi bu dilin başarısına katkıda bulunmaktadır.
ama insan acılardan ve zorluklardan, zaferlere ve kolay şeylere kıyasla
- Başarısızlık başarı getirir.
- Başarısızlık başarıyı öğretir.
Jaguarların gece görüşü harikadır. Yani gece, avlanmayı öğrenmek için ideal bir zamandır.