Examples of using "Hagyd" in a sentence and their turkish translations:
- Unut gitsin.
- Boş ver.
Tom'u bırak.
Kes şunu!
- Gereksiz sözcükleri çıkar!
- Lüzumsuz kelimeleri at!
Onu yalnız bırak.
Onu yalnız bırak.
Söylememe izin ver.
Bunu burada bırak.
Denememe izin ver.
Bırak kavga etsinler.
Onu yalnız bırak.
Onu yapmayı bırak.
Hemen dur.
Lütfen onu durdur.
Bırakma.
Tom'u yalnız bırak.
Tom şarkı söylesin.
Benim kameramı yalnız bırakın.
Köpeği dışarda tutun.
- Artık onu bırakalım.
- Bu kadarla bırakalım.
- Bu kadarıyla kalsın.
Benim şeylerime dokunma.
Onları yalnız bırakmayın.
Onun yüzmesine izin verme.
Bağırmayı bırak.
- Karşı koymaktan vazgeç!
- Direnmeyi bırak!
Denemeyi bırak.
Yalan söylemeyi bırak.
Gevezelik etmeyin!!
- Tartışmayı kesin.
- Tartışmayı kes.
Özür dilemeyi kes.
Şikayet etmeyi kes.
Sadece onları orada bırakın.
Lütfen onu yapmama izin ver.
Arabamı yalnız bırakın.
Benimle alay etmekten vazgeç!
Burnunu çekmeyi bırak.
Odayı terk et.
Bununla ilgileneyim.
Durdur şunu.
Kapıyı açık bırak.
- Hayal kurmayı kes.
- Hayal kurmayı bırak.
- Hayale dalma.
Evimi terk edin.
Evimizden ayrılın.
Onu burada bırakma.
Onları buraya bırakma.
Burada ölmeme izin verme.
Uyuyakalmama izin verme.
Onların bunu yapmasına izin verme.
- Beni ele geçirmelerine müsaade etme.
- Beni ele geçirmelerine müsaade etmeyin.
Kes şunu artık, Tom.
Sadece bunu oraya bırak.
Şarkı söylemeyi bırak.
Kes şunu!
Bırak!
Onu bulduğun yere bırak.
Işıkları açık bırak.
Senden onu durdurmanı istedim.
Mırıldanmayı kes.
Fırsatların geçip gitmesine izin vermeyin.
Şimdi ağlamayı bırak.
Aptalca şakalar yapma.
Onu bana bırak. Onu derhal yaptıracağım.
Lütfen şarkı söylemekten vazgeç.
Lütfen ıslık çalmaktan vazgeç.
Lütfen ağlamayı bırakın.
- Araba sürmesine izin verme.
- Araba sürmesine izin vermeyin.
Evden ayrılma.
Lütfen gülmeyi bırakın.
Tom'un vazgeçmesine izin verme.
İşini bitmemiş bırakma.
Kapıyı açık bırakmayın.
Yatak odası penceresini açık bırakma.
Tom'un yüzmesine izin verme.
Onların kazanmasına izin vermeyin.
Planlamayı bana bırakmalısın.
Motoru çalışırken bırakma.
Tom'u yalnız bırak dedim.
Bunun sizi durdurmasına izin vermeyin.
Onu benimle bırak.
Yorgunsa onun uyumasına izin verelim.
Kes şu saçmalığı.
Bu fırsatı kaçırmayın.
Bu böceği canlı tut.
Gitmesine izin verme sakın!
Kes şunu!
Hâlâ yapabiliyorsan dur!
Dirseklerini masanın üstüne koymayı kes.
- Tom'un bunu yemesine izin verme.
- Tom'un bunu yemesine izin vermeyin.
Sızlanmayı bırak.
- Ağlamayı bırak.
- Ağlamayı kes.
Durma.
Bunun için gitmeni söyleyecektim.
Bu fırsatı kaçırmayın.
Kes şunu!
Zavallı oğlanı yalnız bırak.
Zavallı kızı yalnız bırak.