Examples of using "Folyton" in a sentence and their turkish translations:
Sürekli kilo vermeye çalıştım.
Onlar her zaman okuldan kaçarlar.
Biz sürekli dövüşürüz.
Onlar her zaman yalan söylüyor.
Ben her zaman ağlarım.
Tom her zaman televizyon izliyor.
Her zaman piyano çalışıyordu.
Tom her zaman çalışır.
Mary her zaman çalışır.
Sürekli onu düşünürüm.
Bu her zaman yapılır.
O bana her zaman mesaj atar.
Tartışmalar her zaman olur.
Tom her zaman çalıştı.
Ben sık sık caz dinlerim.
aklınızla sürekli oynuyorlar,
Ve bizler bunu sürekli duyuyoruz.
Beklenmedik şeyler her zaman olur.
O bana olmaya devam ediyor.
Her zaman aldatıyorsun.
Tom bunu her zaman yapar.
Unutmayın inatla triaj yapın.
Siyahi toplumlar saldırı altında,
Sürekli onu düşünürüm.
Hep aynı soruyu sordu, ''Onu hissediyor musun?''
O sürekli diğer insanları eleştirir.
Biz bunu her zaman yaparız.
O sürekli meşgul.
Televizyon bağımlısı olma.
Hava durumu hakkında sızlanmayı bırak.
Yangınlar bu alanda her zaman olur.
Tom her zaman patronu hakkında şikayet ediyor.
Kim olduğumu kim bilebilir? Ben sürekli değişiyorum.
Bulunduğumuz bu çok kültürlü ve kesişimsel toplumda,
Ben sık sık bu sorunu aklımda gözden geçiriyorum.
O yaşlı adam titiz bir yiyicidir.
Neden böyle şeyler bize olmaya devam ediyor.
Toplumsal cinsiyet ayrımları nereye gitsem karşıma çıkıyor.
ve suçluluk duygusu içinde kendime sürekli hatırlattım,
Gördüğünüz gibi bu, ilerleyen ve sürekli değişen bir hastalık.
Kolugoların kocaman gözleri vardır. Sürekli tehlike kollarlar.
Onun zayıflığından yararlanmaktan vazgeç.
Annem bana her zaman bağırıyor.
Sürekli oyunlar oynarsan görme yeteneğine zarar vereceksin.
Tom ve Mary para konusunda her zaman tartışıyorlar.
Arabam stop etmeye devam ediyor.
Yanlış yaptığınız her şeyi ve hayatınızda yanlış olan her şeyi
Bir panelde bir transhümanistleydim, sürekli tekillik hakkında konuşup durdu.
- İnsanların isimlerini hep unutuyorum.
- Ben her zaman insanların isimlerini unutuyorum.
Çok fazla şikayet etmeyi kes ve yapıcı bir şeyler yap!
"İnsanlar her zaman söyler, efendim, grip bunu yapar, grip şunu yapar.
Üzerine düşeni yapmadığın için her zaman bahaneler üretiyorsun.
"Uzun boylu olmak harika olmalı." "Öyle mi düşünüyorsun? Gerçekten o kadar harika değil. Kafanı tavana çarpmaya devam edersin."
Bazen asla tek başıma olmayacağımı düşünüyorum. Ebeveynlerimin her ikisi de yardımıma ihtiyacı var gibi görünüyor.
- Tom her zaman yiyor.
- Tom'un ağzı hiç boş durmuyor.
- Neden hep benimle ters düşüyorsun?
- Neden her zaman beni yalanlıyorsun?